|
boş zamanında oyun oynar mısın |
spielst du spiele in deiner freizeit |
|
boş zamanlarında oyun yap |
machen sie spielen in der freizeit |
|
onları oyunda oynatmak |
machen sie spielen in der spielen |
|
boş zamanında sinamaya gider misin |
gehen sie in ihrer freizeit ins kino? |
|
cevapsız |
verpasstee |
|
gider misin |
gehst du |
|
boş zamanlarında sinemaya gitmek |
gehen sie kino in der freizeit |
|
villa iki katlıdır |
die villa hat zwei stock |
|
villa üçüncü kattadır |
die villa ist dritten stock |
|
villa aynı katta |
die villa ist dirilten stock |
|
10 saat uyuyor musun |
schlafst du 10 stunden |
|
yatağın yanında şifonyer vardır |
neben dem bett hat kommode |
|
hayalimdeki ev bahçeli bir villa |
mein traumhaus eine mit garten villa |
|
biçiyorum |
ich mahe |
|
temizliyoruz |
wir räumen aus |
|
yatak odamın yanında giyinme odası var |
neben meine schlafzimmer hat ankleidezimmer |
|
meninem yatak odasının yanında giyinme odası vardır |
neben meninem schlafzimmer hat ankleidezimmer |
|
yatak odamın yanındaki odada |
im zimmer neben meinem schlafzimmer |
|
tv altında iki raf var |
unter dem fernseher hat zwei regale |
|
bulunan |
befinden sich |
|
havuz da var |
außerdem gibt es einen pool |
|
hayalimdeki evin üç yatak odası var |
mein traumhaus hat drei schlafzimmer |
|
rüyamın dışında |
außerhalb meines traums |
|
camla kaplı |
mit glas bedeckt |
|
kaplı |
bedeckt |
|
kapalı |
bedeckte |
|
çok yüksek bir |
eine sehr hohe |
|
almanya'da okudum |
ich habe in deutschland studiert |
|
hayalimdeki ev rezidans |
meine traumhaus ist rezidans |
|
bu bir ev |
es ist ein haus |
|
hayalimdeki ev the rezidans |
mein traumhaus das rezidans |
|
hayalimdeki ev the rezidans |
mein traumhaus der rezidans |
|
hayalimdeki ev rezidans |
mein traumhaus ist rezidans |
|
türkiyede komünizmle yönetilen tek il tunceli. |
tunceli ist die einzige provinz in der türkei, die vom kommunismus regiert wird. |
|
tunceli komunizmle yönetiliyor. |
tunceli wird vom kommunismus regiert. |
|
tunceli gelişmiş bir ildir. |
tunceli ist eine entwickelte provinz. |
|
su ve ulaşım bedavadır. |
wasser und transport sind kostenlos. |
|
türkiyenin doğusundadır. |
es liegt im osten der türkei. |
|
kaykay kaymayı eğlenceli buluyorum |
skateboardfahren macht mir spaß |
|
müzik dinlemek bana zevk verir |
musik zu hören bereitet mir freude |
|
arabayı alın |
nimm das auto |
|
arabayı getir |
holen sie sich das auto |
|
arabayı al |
nehmen sie das auto |
|
sen güzel bakıyorsun |
du siehst wunderschön aus |
|
i̇laç kullanacaksınız. |
sie werden medizin verwenden. |
|
ted üniversitesinde okuyorum |
ich studiere an der ted university |
|
hangi günü seversin |
welchen tag magst du? |
|
takımyıldızlar |
konstellationen |
|
bach sebep başına cümleleri tamamlayın |
erganze die satze je bach grund |
|
müziği yaparız |
die muzik machen wir |
|
müzik grubuma soruyorum |
i̇ch frage meine musik-gruppe |
|
bu bir sürpriz parti |
das i̇st eine überraschungsparty |
|
bugün dolapları tanıtacağım |
heute stelle ich die schränke vor |
|
iniş kartı |
die einlandungskarte |
|
kafam iyi |
i̇ç ich bin high |
|
ben de bir şeyler yapmak isterim |
i̇ch möche auch was machen |
|
sonra doğum günü pastasını yaparım |
dann keyfe ich die geburtstagstorte |
|
ben de yardım etmek istiyorum |
i̇ch will auch helfen |
|
büyük sürpriz parti |
toll eine überraschungsparty |
|
sen sevmediğim ders fizik |
die lektion, die sie nicht mögen, ist physik |
|
annesi bir parti vermek istiyor |
i̇hre mutter will eine party machen |
|
bilgisayar |
der pc ist |
|
kardeşinin adı maria mı |
heibt deine schwester maria? |
|
ayrıca kitap oku |
lies auch ein buch |
|
süper market ne zaman açılır |
wann öffnet der supermarkt |
|
biraz uzak dur |
sieb ein bisschen fern |
|
onun hobisi oyun oynamak |
sein hobby ist spielen |
|
elinle ne yapıyorsun |
was machst mit der hand |
|
flammkuchen yemeği tarifi |
rezept für flammkuchen |
|
flammkuchen nasıl yapılır |
wie man flammkuchen macht |
|
o (erkek)futbol oynamayı sever |
er (männlich) spielt gerne fußball |
|
muhammed kerem aktürkoğlu türkçe dili konuşuyor |
muhammed kerem aktürkoğlu spricht türkisch |
|
flammkuchen tarifesi |
flammkuchen tarifi |
|
bu muhammed kerem aktürkoğlu |
das ist muhammad kerem akturkoglu |
|
muhammed kerem aktürkoğlu galatasaray futbolcusu |
muhammed kerem aktürkoğlu galatasaray fußballer |
|
bunu nasıl biliyorsun |
wie kommst du auf |
|
o kadının saçları koyu kahve |
ihr haar ist dunkelbraun |
|
yastık yatağın altında |
kissen unter dem bett |
|
o yeminli mali müşavir. |
er ist wirtschaftsprüfer. |
|
camın üzerinde notlar var. |
auf dem glas sind notizen. |
|
camın önünde kalemler var. |
vor dem glas liegen stifte. |
|
masanın üstünde roman var. |
auf dem tisch liegt ein roman. |
|
bilgisayarın çaprazında kitap var. |
auf dem computer liegt ein buch. |
|
o benim abim. |
sie ist meine schwester. |
|
kitabın üstünde bardak var. |
auf dem buch ist ein glas. |
|
tabletin bitişiğinde kavanoz var. |
neben der tablette befindet sich ein glas. |
|
masanın karşısında koltuk var. |
gegenüber dem tisch steht ein stuhl. |
|
masanın yanında kitaplık var. |
neben dem tisch steht ein bücherregal. |
|
o istanbulda doğdu. |
er wurde in istanbul geboren. |
|
boston'da doğdum. |
ich bin in boston geboren. |
|
i̇stanbul'da mı yaşıyorsun |
wohnen du in istanbul |
|
bu yasak olacak |
das wird verboten |
|
benim gözlerim kehribar renginde. |
meine augen sind bernsteinfarben. |
|
ben açık kumralım |
ich bin hellbraun |
|
ben saltukova lisesine gidiyorum |
ich gehe auf die saltukova-oberschule |
|
ben kumralım. |
ich bin auburn. |
|
ben dokuzuncu sınıfa gidiyorum |
ich gehe in die neunte klasse |
|
sınıfa girdim |
ich betrat das klassenzimmer |
|
siz acıkmadınız mı |
hast du keinen hunger? |
|
uykum geldi yattım |
ich bin müde, ich habe geschlafen |