Modernite Nedir, Modernitenin Ortaya Çıkışı
Bir kelime olarak modern sözcüğü, M.S. 5. yüzyıla uzanan bir tarihsel kökene sahiptir. Latinceden gelen ve anlam bakımından “hemen şimdi” demek olan “mono” kelimesinden türeyen “modernus” sözcüğü zamanla günümüzdeki halini almıştır. Kelimen modernus olarak ilk defa Romalıların eski dönemlerinde benimsedikleri Pagan kültüründen tam anlamıyla koptuklarını anlatmak için kullanılmıştır. (Kızılçelik, 1994, s. 87) Bu noktadan hareketle modernlik, kelime olarak mercek altına alındığında eski olana arkasını dönen, yeni olanla arasındaki farkları vurgulayan ve bu minvalde yeniye kucak açana bir yapıda karşımıza çıkmaktadır.
Anlam bakımından tam karşılık olarak ise “yeni, çağdaş, şimdiye uygun” kavramlarının denk düştüğünü görüyoruz. Bu bağlamda son türetilen kavram olan modernite ise yukarda verilen sıranın takibinden de anlaşılacağı üzere modern kelimesinden gelişmiştir. Bu kavram ise daha büyük çaplı ve köklü değişimleri açıklamak için kullanılmaktadır.
17.yüzyılın en büyük olayı olarak kabul görebilecek güçte olan modernite/modernleşme hareketi, ortaya çıktığı Batı toplumlarında yeni bir dünya algısını ortaya çıkarmayı başarmıştır. Bir toplumu etkileyebilecek her alanda (ekonomik, siyasi, sosyal vs.) kendini var eden bu kavram, süreç içerisinde tüm dünyaya yayılmış ve kitleleri peşinden sürüklemiştir. Hakkında toplumsal hayatın rasyonalleşmesi şeklinde küçük bir açıklama yapabileceğimiz modernlik anlayışı, felsefi kökenini dayandırdığı Aydınlanma Hareketi’ne çok şey borçludur. Bunun yanında geride bırakılan dört temel devrim (Bilimsel Devrim, Siyasal Devrim, Kültürel Devrim ve Sanayi Devrimi) sayesinde var olmayı başarması da uzun ve köklü bir süreç geçirdiğinin kanıtı niteliğindedir.
Ortaya çıktığı dönemden bugüne kadar ki gelişiminde insanlık tarihi ve şimdiki zaman için hayati derecede önem taşıyan ve bugün olduğumuz konumda olmamızı sağlayan pek çok ilerleyişin yaşanmasına imkan tanıyan modernite; bilimden sanata, spordan edebiyata kadar her alanda temel şekillendirici etkenlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır.
Modernitenin rasyonaliteyle olan bağı, makineleşme ve fabrika kültürünün yaygınlaşması sonucu beraberinde getirmiştir. Bu sonucun sosyo-kültürel açıdan pek çok yansıması olmuş ve bu yansımalar toplumsal olmanın yanında bireysel dönüşümleri de beraberinde getirmiştir. Geleneksellikten uzaklaşma amacı güden modernleşme hareketinin bireysel alanda yalnızlaşmaya neden olan önemli düzenlemelerde bulunduğu ve bu durumun yeni, tek düze ve ben merkezli kişiler yarattığı görülmüştür.
Modernite döneminde ortaya çıkan ve büyük kitlelere ulaşma konusunda önemli bir yetkinliği bulunan sinema ise zihinsel olana nüfuz etmek için mühim bir araçtır ve zamanla teknoloji alanında yaşanan gelişmelerle birlikte etki alanını ve yöntemlerini geliştirmiştir. Yaşanan kültürel ve teknolojik devrimler sonucu günümüzdeki haline ulaşmıştır.