Yurt Disinda Son Bulan Hayatlar…

Forumlar Cafe almancax Yurt Disinda Son Bulan Hayatlar…

ALMANCAX FORUMLARINA HOŞGELDİNİZ. FORUMLARIMIZDA ALMANYA VE ALMANCA HAKKINDA ARADIĞINIZ HER TÜRLÜ BİLGİYE ULAŞABİLİRSİNİZ.
    hekimoglu45
    Katılımcı

    B]Avrupa’da yaşayan üçüncü nesil Türk gençleri çeşitli internet sitelerinde açılan forumlarda “ithal eş” konusunu tartışıyorlar. Neredeyse gençlerin hemen hepsi bu konuda dertli. Gençler bu tür evlilikleri pek tavsip etmedikleri gibi ailelerinin bilinçsizce davrandıklarını düşünüyorlar.[/B]

    Yurt dışında yaşayan gençlere yönelik açılan internet forumlarında en çok tartışılan konulardan biri de ithal eş yani Türkiye'den eş getirmek suretıyle yapılan evlilikler. Gerek Türkiye'den gelen kişiler, gerekse yurt dışında yetişmiş kimseler bu tür evliliklerin mutsuzluk noktalandığını ifade ediyorlarPeki aile büyükleri, sizler bu konuda gençlere bir kulak vermeye ne dersiniz? İşte Almanya’da, Avusturya’da, Hollanda’da, Danimarka’da kısacası yurt dışında yaşayan, bu sorunun gerçek muhatapları olan gurbetçi gençlerin “ithal eş” konusundaki düşünceleri:

    Pasaport evlilikleri

    “Evlenmek, yuva kurmak insanın hayatı demek, ne bir gün için, bir ay için ne de bir yıl içindir, bu insanın ömrüdür… Evliliğin temelinde sevgi olmalıdır. Ne kızlar ne de erkekler bir Pasaport olarak görülmemelidir. Ben böyle düşünülerek yapılan evliliklere ancak Pasaport evliliği derim. Çok yazık oluyor, maalesef bu durumlarda da mutlu bir evlilik olmuyor. Ya evlilikler kısa bir süre sonra son buluyor ya da mutsuz bir biçimde devam ediyor”.

    Neden kendiniz gibi birini bulmuyorsunuz

    “Yurt dışında yaşayan ve ithal gelin olan biri olarak bu evlilikleri tavsiye etmiyorum. Neden mi? Türkiye’de yetişmiş birisi olarak buraya geldiğimde üstelik amcam da burada olduğu halde uyum sağlayamadım. Nedeni hizmetçi, köle ya da sığıntı gibi davranılıyor olmasında. Üstelik de ithal geline öyle istediği zaman ailesine telefon etme hakkı yok. İlk izine 3 seneden önce gitmek yasak. Neden kendiniz gibi birini bulmuyorsunuz Almanya’da. ”

    “Böyle bir evlilik için çok düşünülmeli, aynı dili konuşsak da aynı dinden olsak da aynı kültürü paylaşıyor olsak da yaşam biçimi açısından dağlar kadar fark var bu unutulmasın.”

    Hizmetçi ya da seni biz adam ettik!

    “Bir hanım Türkiye’den yurt dışında gidecekse olursa, muhtemelen bir hizmetçi edasıyla karşılanacak. Eğer evlilik yoluyla bir erkek gidecek olursa işte bu daha vahim! Onurundan ve karizmasından kesinlikle tavizler vermesi gerekecek. Dışarıda hep “seni biz adam ettik” türü yaklaşımlar ile karşılaşacak damadı olduğu aile tarafından. Böylesi bir iğrenç yaklaşım adamı ayakta çürütür. Nitekim bunun hazin örneklerini ben yakın çevremde görüyorum.”

    Çıkar gözetilmemeli

    “Yurt dışından evlenme mevzuları biraz çıkar ilişkilerinden doğuyor. Ben herkesin bu niyette olduğunu söylemiyorum. Yurtdışındaki evliliklere ekonomik olarak bakanlarda bulunuyor. şahsen ben evliliğin hiçbir çıkar gözetilmeksizin gerçekleşmesi gerektiğini düşünüyorum. Boşanma davalarının günümüzde neden bu derece fazla olduğunun açıklaması da bu tür evliliklerin günümüzde çok sayıda olmasıdır.”

    Gökten para yağıyor sanıyorlar

    “Türkiye’den gelen gelinler, sırf kaba tabirle kölelik için getirttiriliyor! Ailenin oğulları büyümüştür, anne yaşlanmıştır, sağlığı artık eskisi gibi değildir, yardıma muhtaçtır ev işleri için olsun vs için. Çare nedir? Büyük oğlanı Türkiye’den evlendirmek, şöyle hamaratlı, becerikli bir gelin getirmektir. Türkiye’den gelen genç kız genelde yaşça epeyce genç olup, fakir aileye mensup olup, ailesine maddi açıdan yardımcı olabilmek için isteklidir. İstekli olmasa da durum aynıdır yani evlendirilir. Ama ne yazık ki evlendikten sonra maddi açıdan ailesine hiç bir yardımda bulunamaz. Çünkü buradaki yeni ailesi cahil olduğu kadar da bencil, egoisttir. Genç kız, bırakın ailesine yârdim etmeyi, kendi keyfiyeti için dahi hiç bir harcamada bulunamıyor. Eğer kapalı ise yeni aile zoruyla başı açtırılıyor.
    Türkiye’den gelen damatlar da buraya gelmeden önce hiç bir konuda bilgilendirilmez. Buraya geldikten sonra da ne iş yapacağını bilmez. İnşaatta ter dökeceğini bilmez. Burada Türkler için genelde inşaat işi olduğunu bilmez. Bilse de fark etmez aslında. Çünkü damat adayı zaten buraya gelmeye can atıyordur, çünkü herkes burada gökten para yağdığını zannediyor.”

    Yine de vazgeçmiyorlar

    Burada ne anne-baba suçlu ne de çocuklar. Burada suçlu olan içinde bulunduğumuz sistem. Hiçbir Türk ailesi Avrupa’da yetişmiş bir Türk kızını almak istemiyor, İslam’ı yaşıyor olmalarına rağmen istemiyor çünkü bu kızlar kendilerini ezdirmiyorlar. Yani Avrupa’dan alınan serbestlik kültürü ne olursa olsun içlerine az da olsa işlemiş, kendilerini ezdirmiyor, kendilerine laf söyletmiyorlar. Yurt içinden daha çok bayan kardeşlerimiz eş olarak geliyor, burada onları ne bekliyor; bilmiyorlar. Avrupa sevdasına, daha rahat yaşama sevdasına kendilerini atıyorlar. Bir ortam ki, çık işin içinden çıkabilirsen, bunalıma girenler olduğu gibi yolu kadın sığınma evlerinde bitenler yüzlerce kimse var. Erkeğin ailesinin baskısı, kocasının baskısı bunlara bir de yabancı dil sorunu ekleniyor. Ardından çocuk da oldu mu büyük bir bunalım, depresyon kendini gösteriyor. Çok olaylara tanık olduk ama yinede vazgeçilmiyor ithal damat ve ithal gelinden.

    Bizim halimizi bilmiyorlar

    Türkiye’dekiler bizi çok zengin sanıyorlar. Oysa hangi şartlar altında buralarda yaşadığımızı bilmezler. Bizler fabrikada zor şartlar altında çalışıyoruz. Hanımların eve katkısı olsun diye ek iş olarak temizcilik yaptıklarını bilmezler. Sosyal faaliyetlerimizin yok denecek kadar az olduğunu bilmezler. Aslında onların gördükleri bizlerin sadece Türkiye'de izin döneminde 3 – 6 hafta sergilediğimiz bir tablodur…

    Evlatlarınızı böyle mi görmek istiyorsunuz?

    “Evliliği iki kişinin bir ömür mutlu ve huzurlu paylaşımı değil de maalesef parasal yönden geleceği garanti altına almak olduğunu zanneden büyüklerimizin ve birçok gencimizin ortak hatasıdır bu. Gençlerimizi bu düşünceyle evlendirip birçok mutsuz ve huzursuz yuvalar meydana getiren aile büyüklerine seslenmek istiyorum. Etrafınıza bir bakın, aile içi işkencelere maruz kalan genç kızlarımıza bir bakın, yıkılan evliliklere bir bakın, evlatlarınızı bu şekilde görmek ister misiniz? Tamam, illaki sonuç hep aynı olacak diye bir kural yok, tabiî ki çok mesut olanlarda var ama bu konu burada dahi tartışma konusu olarak sunulmuşsa demek ki hatalı evliliklerde azımsanmayacak ölçüde değildir. Yurtdışı, daha çok kazanç, daha iyi yaşam tarzı demek değildir. Bence huzur en büyük zenginliktir. “

    Önceleri kavga ederdik şimdi mutluyuz

    “Ben genç yaşta evlendim ve eşim Türkiye’den geldi ilk zamanlar birbirimizi çok sevdiğimiz halde çok kavga ederdik. On senedir evliyiz ve sabır, ortak anlayış evliliğimizi kurtardı.”

    “İşin ucu genelde paraya dayanıyor. Öyle ki sevmediği halde kızlarını Almanya’ya gitsin diyerek zorla evlendiren analar babalar var. Amcamın torununu aynı bu şekilde Almanya’ya gelin gönderdiler. Sonu ne oldu tahmin edersiniz; boşanma ve geride bir çocuk. Kızlarını gelin gönderirken bizimkilerin dediği şu oldu. Çok acıklı ama bizim kızımız ekmek (para) yiyecek dediler.”

    “En çok yadırgadığım ve şahit olduğum bir konu, Avrupa’daki ailelerin nasıl olsa Türkiye’den birini bulurum düşüncesi ile boşanma işlemini basit görmeleri. Bu düşünceye sahip kişiler evlilik gibi kutsal bir müesseseyi çok basite indirgiyorlar. Hatta damadını veya gelinini beğenmeyip kendi keyfince çiçeği burnunda bir yuvayı yıkmak için çabalayan anne ve babalara şahidimdir.”

1 yanıt görüntüleniyor (toplam 1)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.