› Forumlar › Cafe almancax › Sizinle bu sayfada Dörtüklerimizi ve siirlerimizi paylasalimmi?
-
teşekür ederim esma abla bende sevmem yağcılığı hakkımdaki yorumların kendime olan güvenimi güçlendiriyo
Hak ediyorsun.
Herzaman böyle kal , sakin degisme olurmu.tamam çok sağol
…. bu arada hosgeldin ..
teşekür ederim esma abla bende sevmem yağcılığı hakkımdaki yorumların kendime olan güvenimi güçlendiriyo
Hak ediyorsun.
Herzaman böyle kal , sakin degisme olurmu.tamam çok sağol
…. bu arada hosgeldin ..
hoşbuldummm ama yakın zamanda gidicem sabah okul var ben biraz zor uyanırım annem kızar az sonra ama kızana kadar burdayım
teşekür ederim esma abla bende sevmem yağcılığı hakkımdaki yorumların kendime olan güvenimi güçlendiriyo
Hak ediyorsun.
Herzaman böyle kal , sakin degisme olurmu.tamam çok sağol
…. bu arada hosgeldin ..
hoşbuldummm ama yakın zamanda gidicem sabah okul var ben biraz zor uyanırım annem kızar az sonra ama kızana kadar burdayım
Ok …. annen kizip cikarsan eger.. sana simdiden hayirli geceler dilerim .
Kendine iyi bak ..sevgilim seni esekler gibi sevdim
sen beni öküz gibi teptin
sevgilim sen bir gül gibisin
makyajini silince uyuz keci gibisin
sevgilim askindan oldum nezle
burnumu sildim yüz metre bezle
sevgilim askindan basim belada
seni düsünürken uyumusum kelada!
sevgilim seni esekler gibi sevdim
sen beni öküz gibi teptin
sevgilim sen bir gül gibisin
makyajini silince uyuz keci gibisin
sevgilim askindan oldum nezle
burnumu sildim yüz metre bezle
sevgilim askindan basim belada
seni düsünürken uyumusum kelada!
sevgilini benzetme öküze,
oda bir insan, onuda üzme.sen eşşek gibi sevsende,
o seni sevmiyor belkide.demekki uyumsuzluk var içinizde,
keçi gibi inatsınız ikinizde.onu düşünecek yer mi bulamadın,
helada uyumakla ,sen ne yaptın.aşkına bul güzel bir ortam,
o zaman sevinir bak gariban….A.ş.
Esmaya Davet;
esma sen neden yoksun buralarda,
niye gelmiyorsun arada.her odada var bir ismin,
herkese bir cevap verirsin.elinde var on marifet,
birinede bunu eklet.sende iki satır şiir,yazsana,
duygulara aksana.senide görmek isteriz burada,
bu lafımızı yağ sanma.yazarsan çok,memnun kalırız,
senin duygularınıda anlarız.bekliyoruz gerçekten,
seviniriz eğer gelirsen.A.ş
Sımsıcak bir yaz akşamında
Hiç ummadığım bir anda
Çıktın karşıma
Ne olduğunu anlamadan
Aldın gözlerimi biranda
Allahım.. Ne oluyordu bana
O ana kadar sızlayan şu kalbim
Heyecandan atmaya başladı biranda
Yüreğim kanamıştı
Güvenim bitmişti aslında
Aşklara
Aşk acıydı, aşk ağlatırdı
Aşk yüreğimi sızlatmıştı oysa
şİmdi neler oluyordu bana
şu çalan kapımı açmıştım aşka
Seninle yeniden…
Elimi ilk tuttuğun, gözlerime baktığın,
Bana güven verdiğin
O yıldızlı akşamda
Aşk başladı,
Seninle yeniden…
brc/kfdr
ben bu şiirle sevdim şiiri, ve yazmayı, hayatımda beni en etkileyen şiir bu şiir diyebilirim… Orhan Veli…
İstanbul’u Dinliyorum
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda
Sucuların hiç durmayan çıngırakları;
İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor derken
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık;
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı,
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular,
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı
Başında eski alemlerin sarhoşluğu,
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı
Dinmiş lodosların uğultusu içinde.
İstanbul’u dinliyorum gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan.
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı.
İstanbul’u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde.
Alnın sıcak mı, değil mi bilmiyorum;
Dudakların ıslak mı değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul’u dinliyorum.Orhan Veli Kanık
SAKARYA şİİRİ
İnsan bu, su misali, kıvrım kıvrım akar ya:
Bir yanda akan benim, öbür yanda Sakarya.Su iner yokuşlardan, hep basamak basamak;
Benimse alın yazım, yokuşlarda susamak.Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir:
Oluklar çift, birinden nur akar, birinden kir.Akışta demetlenmiş, büyük, küçük, kainat:
şu çıkan buluta bak, bu inen suya inat!Fakat Sakarya başka, yokuş mu çıkıyor ne?
Kurşundan bir yük binmiş, köpükten gövdesine:Çatlıyor, yırtınıyor yokuşu sökmek için.
Hey Sakarya, kim demiş suya vurulmaz perçin?Rabb'im isterse, sular büklüm büklüm burulur.
Sırtına Sakarya'nın, Türk tarihi vurulur.Eyvah, eyvah, Sakarya'm, sana mı düştü bu yük?
Bu dâvâ hor, bu dâvâ öksüz, bu dâvâ büyük!..Ne ağır imtihandır, başındaki Sakarya!
Binbir başlı kartalı nasıl taşır kanarya?İnsandır sanıyordum mukaddes yüke hamal;
Hamallık ki, sonunda, ne rütbe var, ne de mal,Yalnız acı bir lokma, zehirle pişmiş aştan:
Ve ayrılık, anneden, vatandan, arkadaştan!şimdi dövün Sakarya, dövünmek vakti bu ân;
Kehkeşanlara kaçmış eski güneşleri an!Hani Yunus Emre ki, kıyında geziyordu?
Hani ardına çil çil kubbeler serpen ordu?Nerede kardeşlerin, cömert Nil, yeşil Tuna?
Giden şanlı akıncı, ne gün döner yurduna?Mermerlerin nabzında hâlâ çarpar mı tekbir?
Bulur mu deli rüzgâr o sedayı: Allah bir!Bütün bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran döktü geceler.Vicdan azabına eş kayna kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya!İnsan üç beş damla kan, ırmak üç beş damla su:
Bir hayata çattık ki, hayata kurmuş pusu.Geldi ölümlü yalan, gitti ölümsüz gerçek:
Siz, hayat süren leşler, sizi kim diriltecek?Kafdağını assalar, belki çeker de bir kıl!
Bu ifritten sualin, kılını çekmez akıl!Sakarya, saf çocuğu, mâsum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun!Sen ve ben, gözyaşıyle ıslanmış hamurdanız;
Rengimize baksınlar, kandan ve çamurdanız!Akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader;
Aldırma, böyle gelmiş, bu dünya böyle gider!Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz:
Sen kıvrıl, ben gideyim, Son Peygamber kılavuz!Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya:
Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya!NECİP FAZIL KISAKÜREK
Bence hit olmuş şiirlerden biri.
ezbere bildiğim bir şiir Mehmet Âkif ERSOY Çanakkale şehitlerine
şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- “Bu bir Avrupalı!”
Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi… Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ…
Hani, tâ'ûna da zuldür bu rezil istilâ!
Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz…
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,
Atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer…
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak,
Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler…
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlâhî o metin istihkâm.
Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedî serhaddi;
“O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme” dedi.
Âsım'ın nesli… diyordum ya… nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar…
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar…
Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i…
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe” desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb…
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
“Bu, taşındır” diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana…
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,
şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran…
Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın… Heyhât!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât…
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber.BIR GELISIN BIRDE GIDISIN YAKTI BENI
Madem gidicektin neden geldinki ,
Sen yokken daha güzeldi hayallerim,
Üzücektin madem niye ciktin karsima neden geldinki?
Bir gelisin ,birde gidisin yakti beni.Beni birak Askimla burda sen üzülme,
Kavrulan yüregimin acisini hic hissetme;
Bir daha da öldgümü düsün ve geri dönme.
Bir gelisin ,birde gidisin yakti beni.Anladim artik yok saydim ben geceni,
Bu günden sonra bende bitirdim kalbimde seni,
Ya cinlayan sesini onu nasil yok etmeli bilmemki.
Bir gelisin,birde gidisin yakti beni.Istemiyorum seni rüya bile olsan,
Izin vermiyorum girme iceri;
Toplada bende kalan kirintilarini cek git simdi
Bir gelisin ,Birde gidisin yakti beni.G&C
Senin bana neler yaptigini bir anlasa yüregim
Iste o zaman cözülür prangalari,
Sende kalmis Kalbimin.G&C
Ne gece bekler sabahı,
Ne toprak bekler ölüyü,
Ne şeytan bekler günahı,
Benim seni BEKLEDİĞİM GİBİ.A.ş.
YAZIKLAR OLSUN
Beni bilmedigim uzaklara attin.
Bak ben oralarda kayboldum,
Sen ne vefasiz biriymissinki,
Aciyan canimin katitili oldun.Karsima ciktigin güne bin defa lanet olsun;
Senin icin yazan ellerime yaziklar olsun ;
Icimde yangindin ,yakan sen ,
Küllerimi savuran yine sen oldun.G&C
YAZIKLAR OLSUN
Beni bilmedigim uzaklara attin.
Bak ben oralarda kayboldum,
Sen ne vefasiz biriymissinki,
Aciyan canimin katitili oldun.Karsima ciktigin güne bin defa lanet olsun;
Senin icin yazan ellerime yaziklar olsun ;
Icimde yangindin ,yakan sen ,
Küllerimi savuran yine sen oldun.G&C
Sen benden betersin yaaa… Çok güzel yazmışsın ellerine sağlık…
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.