Güzel Türkçemiz: Ses Bayrağımız

Forumlar Cafe almancax Güzel Türkçemiz: Ses Bayrağımız

ALMANCAX FORUMLARINA HOŞGELDİNİZ. FORUMLARIMIZDA ALMANYA VE ALMANCA HAKKINDA ARADIĞINIZ HER TÜRLÜ BİLGİYE ULAŞABİLİRSİNİZ.
    mikail
    Katılımcı

                                               
                      GÜZEL TÜRKÇEMİZ – SES BAYRAĞIMIZ

              Kalabalıkları millet konumuna getiren en önemli araç dildir. Dil, insanlar arasında sosyal akrabalık meydana getirir. Millet olma bilinci kazandırır. Duygu ve düşüncelerimizi dil ile anlatır, geçmiş ve gelecek arasındaki iletişim köprüsünü dil ile kurarız. Yüzlerce yıl önce yaşamış atalarımız, düşüncelerini bize dil ile ulaştırmıştır. Biz de düşüncelerimizi yüzyıllar sonrasına dil ile aktarıyoruz. Dil, kültürün taşıyıcısıdır. Dili bozulan bir milletin de birliği bozulur ve o millet tarihten silinir. Ünlü bilge Konfüçyüs’e;” Devleti yönetme yetkisine sahip olsaydınız ilk önce ne yapardınız?”  diye sorduklarında verdiği yanıt şöyledir:
            “İlk önce dili düzeltirdim. Çünkü bir toplumda dil bozulursa düzen bozulur. Halk, devleti yönetenlerin ve mahkemelerin verdiği kararları anlayamaz, anlayamadığı için de devlete güveni sarsılır, güven sarsılırsa her şey rayından çıkar.”
            Dilin önemini Napolyon Bonaparte’ ın şu sözlerinden anlamak mümkündür: “ Fransa’nın sınırları, Fransızcanın konuşulduğu yerlerdir.”
            Kuzey Denizinden Çin seddine kadar yolculuk yapan birinin Türkçe bilmesi yeterlidir. Bunu bilen düşmanlar Türkçeye sinsice saldırmakta, onu gençlerimizin gözünden düşürmek için ellerinden geleni yapmaktadırlar. Türkçenin bilim dili olamayacağı safsatasına en iyi yanıtı Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu yaptığı çalışmalarla vermiştir.
            Dilimiz, sahip çıkmamız gereken en önemli varlığımızdır. Tarih boyunca çeşitli tehditlerle karşı karşıya kalan güzel Türkçemiz bütün bunlara rağmen varlığını korumuş, tüm güzellikleriyle günümüze ulaşmıştır. Türkçe tek sözcük anlamadığı halde dinleyince, ses tonu ve melodisine hayran olan yabancılar, bunu dile getirmekten kendilerini alamamaktadırlar. Çünkü büyük ve küçük ünlü uyumu başka hiçbir dilde yoktur. Bu, sadece dilimize özgü bir özelliktir. Ünlü İngiliz dilbilimci Max Müller, Türkçe hayranlığını şu sözlerle dile getirmektedir:
            “İnsan zekâsının büyüklüğünü gözle görmek istiyorsanız Türkçeyi inceleyiniz.”
            “Türk Dilini incelerken insan zekâsının dilde başardığı büyük mucizeyi görürüz.”
            “Türkçe bir dilbilgisi kitabını okumak, bu dili öğrenmek niyetinde olmayanlar için bile bir zevktir. Türlü dilbilgisi kurallarının belirtilmesindeki ustalık, isim ve fiil çekimi sistemindeki düzenlilik, dilin tüm yapısındaki saydamlık, kolayca anlaşılabilme yeteneği, insan zekâsının dil aracıyla beliren üstün gücünü kavrayabilenlerde hayranlık uyandırır… Alet olarak, Türk dilindeki duygu ve düşüncenin en ince ayırtlarını belirtebilme, ses ve şekil öğelerini baştan sona dek düzenli ve uygulu olan bir sisteme göre birbirleriyle bağdaştırıp dizileme gücü, insan zekâsının dilde gerçekleşen bir başarısı olarak belirir. Birçok dillerde bu gibi olaylar gözden perdelenmiştir. Onlar çözülmez kayalar gibi karşımızda durur. Ancak dilcinin mikroskobuyla, dil yapısındaki organik öğeler ortaya çıkarılır. Türk dilinde ise, her şey saydamdır, apaçıktır. Dilin iç ve dış yapısı, billur bir arı kovanı yapısını seyrediyormuşuz gibi ortadadır. Türk dili, seçkin bir bilginler kurulunun uzun bir çalışma ve oylaşmasıyla yapılmış sayılabilecek düzgünlüktedir. Ne var ki, hiçbir kurul, Tataristan bozkırlarında kendi kendilerine yaşayan bu insanların, doğuştan edinilen ve yeryüzündeki benzerlerinden hiç aşağı olmayan dil duygusu kuralları ya da içgüdü ile ortaya koydukları bu dil gibi güzel bir dil yaratamazdı.”
            Türkçe üzerine pek çok çalışmaları bulunan ve Türkçenin en güzel dilbilgisi kitaplarından birini yazan ünlü Fransız dilcisi Jean Deny (1879–1963) de Türkçe hakkında Max Müller’inkine benzeyen şu sözleri söylemiştir.
           “Türkistan bozkırları ortasında kendi başına kalmış insan zekâsının, sadece kendi yaradılışından gelen içgüdülerle yarattığı bu dili, hiçbir bilginler kurulunun yaratması düşünülemez.’
           Otuz iki dil bilen Johan Vandewalle, Türkçeye özel sempati duymakta ve bu konuda şöyle demektedir: “Yıllar boyunca Türkçenin kurallar sisteminin işleyişini inceledikçe satranç oyununa olan yakınlığının daha çok farkına varıyorum. Satrançta kurallar mantıklı, basit ve az sayıda. Çok kısa bir zaman içerisinde öğrenilebilir. Temeldeki bu kolaylığa rağmen satranç oynayan kişi hayatı boyunca sıkılmaz. Oynama imkânları sınırsızdır. Dünya şampiyonluğunu kazanmak için olağanüstü yetenek ve beceri lazım. Bütün bu nedenlerle satranç oyununun ideal bir oyun olduğunu söyleyebiliriz. Aynı durumun Türkçe dilbilgisi sisteminde bulunması bence Türk dilinin en büyülü özelliğidir.”
            Bu güzelliklere sahip dilimizi saldırılardan koruma fikri ta Ali şir Nevai’den beri süregelmektedir. XV. yüzyılın ikinci yarısında Ali şir Nevai Arapça ve Farsçaya, Türkçeden daha çok önem verilmesine tepki göstermiş ve Muhakemet-ül Lügateyn adlı eserini yazmıştır. Ali şir Nevai bu eserinde Türkçe ile Farsçayı kıyaslayarak Türkçenin Farsçadan daha üstün bir dil olduğunu savunmuş ve şöyle demiştir:
            ‘Türkün bilgisiz zavallı gençleri güzel sanarak Farsça şiir yazmaya özeniyorlar; bir insan geniş ve iyi düşünse Türkçede böylesine genişlikler, zenginlikler durup dururken bu dilde şiir söylemenin daha yerinde, daha kolay olacağını anlar… Ana dilimin üzerinde düşünmeye koyuldum. Türkçenin derinliklerine dalınca gözlerime on sekiz bin evrenden daha yüksek bir evren göründü… Bu evrenin aydınlık alanlarında esinimin şahlanan atını koşturdum; sınırsız uzaylarında hayalimin hırçın kuşunu havalandırdım…”
             Türkçe üzerinde dolaşan tehlikeyi görenlerden biri de Karaman oğlu Mehmet Bey olmuştur.X111. Yüzyılda bilim dili Arapça, edebiyat dili Farsça olmuş, Türkçe konuşup yazmak ayıp sayılmaya başlanmıştır. Bu duruma dur deme gereği duyan Mehmet Bey, 15 Mayıs 1277’de ünlü fermanını yayınlamıştır:
            “Bu günden sonra, divanda, dergâhta, bargâhta, mecliste ve meydanda Türkçeden başka dil     
    kullanılmayacaktır.”
                  Dilin önemini çok iyi bilen Büyük Atatürk, 1932’de Türk Dil Kurumu’nu kurarak, bizzat çalışmalara katılmış, Türkçenin kendi özüne dönmesi için büyük çaba harcamıştır.
                 “ Türk demek dil demektir. Milliyetin en açık özelliklerinden biri dildir. Türk, her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır.”
                 “Türk demek Türkçe demektir. Ne mutlu Türküm diyene.” ve “Türkçe en kolay ve en güzel olacak dildir. Yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.” diyerek tüm gücüyle çalışmış, ölüm döşeğinde bile bilim adamlarına                      “Arkadaşlar selam, dil çalışmalarını sakın gevşetmeyin.” (6–7 Kasım 1938) diyerek son sözlerini söylemiştir.
                  Yabancı dil elbette öğrenilmelidir, ancak Türkçe konuşurken yabancı sözcükleri kullanmak dilin bozulmasına sebep olabilir. Buna çok dikkat edilmelidir.
                 Türk milletinin gururu, günümüzün Einstein’ı Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu bu konuda şöyle demektedir: “Konuşurken araya yabancı kelimeler sokuşturmak ayıptır; kimlik, kişilik yoksunluğuna delalet eder. Gönlü temiz olanın dili de temiz olur.”
          “Dil, bir milletin anılarının, yani tarihinin, kültür birikiminin ve de ortak hissiyatın depolandığı unsurdur. Dil, gönlü yüzdüren gemidir. Milletin gönlüne ise kültür diyoruz. Dil olmazsa kültür olmaz, kültür olmazsa haysiyet, onur olmaz”. “Türkçe, 10 bin yıllık bir dildir. Dilbilimcileri şaşırtacak keskinlik ve yetenekteki bir dildir. Türkçe, 250 milyon insanın anadilidir.”
           “ Türk dilinin yapısı matematiksel özelliklere sahip olduğu için Türklerde matematiğe karşı bir yatkınlık vardır. Türkçe, matematik gibi bir dildir.”
           “ Bilime en uygun dil Türkçedir. En elverişsiz dil ise İngilizcedir. İngilizce, pespaye bir dildir. İngilizcede enformasyon ve enformatik diye 2 tane sözcük var, Türkçede ise “bilgi” kökenli 20 sözcük türetebilirsiniz. Çünkü İngilizcede matematiksel yapı yoktur.”
           “Kendi dilini bırakıp da, ne dil kuralları, ne bir matematiksel açık seçikliği olan İngilizce gibi geçmişi birkaç yüz senelik, dört – beş dilin kırması (%60 Latince, %20 Fransızca, %10 Almanca) uyduruk bir yabancı dilden eğitimini yapan bir ülke daha yoktur.”.  diyerek yabancı dille eğitimi eleştirmekte,  üniversitelerde de yabancı dille eğitimin kaldırılması için mücadele etmektedir.
        Sinanoğlu, kalkınmak için şu formülü önermektedir:  Matematik + Bilim + Gönül = Dünyanın en ileri milleti
      Demek ki dilimizi korumak için konuşurken yabancı sözcük katmamalı ve çok kitap okumalıyız. Konuşurken vurgu ve tonlamaya dikkat etmeli, yerel ağızları kullanmamaya çaba göstermeliyiz.Yabancı dil öğrenmeliyiz, ancak bunu yapabilmek için kendi dilimizi çok iyi bilmeliyiz.
        Bu konuda da Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu şöyle demektedir: “İki Lisan iki insan eder ama kendi dilini bilmeyen eksi yüz insan eder.”

    yücel
    Katılımcı

    Mikail Hocam yazini bastan sona okudum. Kendimde olan bazi eksik yönlere aydinlik getirdi.
    Dilimizin önemini biraz daha anladim. Insallah iki lisan iki insan eder sözünün muhatablarindan oluruz.
    Emeginize saglik….

    mikail
    Katılımcı

    Öyle olacağın kesin, bu nezaketin ve dikkatli kişiliğinle Sevgili Yücel, keşke tüm gençlerimiz senin gibi duyarlı olsalar.Teşekkürler övgülerin için.

    meral26
    Katılımcı

    Sevgili Hocam dilimizin bu kadar diger milletler tarafindan övgüyle anlatildigini ve sevildigini bilmiyordum.ellerinize saglik sayenizde her zamanki gibi yeni bilgiler edindim. Türklügümle gurur duyuyorum.Bu yazinin üstüne baska ne denirki: “Ne mutlu Türküm diyene!”

    mikail
    Katılımcı

    Sevgili Melis, gördüğün gibi yazılanlar belgelere dayalı ve gerçek.Bizim yazar ve şairlerimizin Türkçe hakkındaki övgülerini bilerek almadım. Dil konusunda araştırma yapanlar bu gerçekle karşılaşıyorlar. Türkçe gerçekten çok güzel bir dil.

    meral26
    Katılımcı

    evet hocam ama inanin ben sasirdim dilimizin bu kadar muhtesem oldugunu bilmiyordum 😮

    mikail
    Katılımcı

    Bunu, pek çok konuda olduğu gibi, bir çoğumuz bilmiyoruz veya bilsek bile, başka milletler gibi propagandasını yapamıyoruz. Bu da ulus olarak bir eksiğimiz diyelim. Selam ve sevgilerimle.

    oka73
    Katılımcı

    sayin ögretmenim, yazinizdaki tüm düsüncelere katiliyorum ve sizi, bu güzel yazi icin gönülden alkisliyorum.Gecen hafta kursta ögretmen,Almanca siirler okudu.Ben de Türkce siir okumak istedim.Izin verdi.Kisa kisa iki üc siir okudum.Seslerdeki ahenkten öylesine etkilendiler ki sirf bu ahenkten yola cikarak siirin konusunu,türünü tespit etmeye calistilar.Dogru tespitlerde de bulundular.Diyecegim su ki,Türkcemiz cok güzel.

    Romeoseyes
    Katılımcı

    Hocam helal olsun size tüm hocalarimiz sizler gibi olsalardi bu ülke daha farkli yerlerde olabilirdi su an emeginize saglik…

    mikail
    Katılımcı

    Sevgili Romeoseyes; ülkemiz, Atatürk'ün gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyine, hatta üstüne siz gençlerimizin sayesinde mutlaka ulaşacaktır. Yarınlar bizimdir. Çünkü güneş hep doğudan doğar. Sevgilerimle.

    ozlem
    Katılımcı

    “Zaman zaman internetteki söyleşi (chat) programlarını izliyorum. Buralarda kullanılan dilin özel radyo ve televizyonlarda kullanılan dile rahmet okuttuğunu da belirtmem gerekir. İnternette zaman önemli olduğu için söyleşide kısaltmalar yaygın olarak kullanılıyor. Bu dünyanın her yerinde böyle. Hatta Amerika’da söyleşide kullanılan kısaltmalar ve işaretler sözlüğü bile yayımlandı.  Beni asıl üzen kaba dil kullanılması, ana dili Türkçe olan gençlerin birbiriyle İngilizce yazışması, Türkçe yazışmalarda ise yabancı kökenli sözcüklerin çok sık kullanılması. “
                                                                                                                                      BİLİşİM  ÇAĞI  VE  TÜRKÇENİN SORUNLARI
                                                                                                                                              Prof. Dr. şükrü Halûk Akalın

    Bizler ana dilimize sahip çıkmalıyız, Türkçemiz konusunda daha hassas davranmalı, dilimizi bozanları uyarmalıyız. Forumlarda okuyoruz, bazı kelimeler acayip bozuk,anlamı farklıymış gibi yansıyor.Biraz daha dikkat etmeliyiz.

    BİZ BU DİLİMİZİ ATALARIMIZDAN MİRAS ALMADIK, GELECEK KUşAKLARDAN ÖDÜNÇ ALDIK…

              Hep birlikte Türkçemize sahip çıkalım, bilişim çağında gelecek kuşaklara Türk’e yakışır bir Türkçe bırakalım.

    zemheri
    Katılımcı

    evet yürekten katiliyorum cok güzel bir dilimiz var yozlastirmayalim

11 yanıt görüntüleniyor - 1 ile 11 arası (toplam 11)
  • Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.