› Forumlar › Cafe almancax › Dostunuz var mı ?
-
. Arkadaş evinize geldiğinde misafir gibi davranır
· Dost geldiğinde buzdolabını açıp istediğini alır
· Arkadaş senin ağladığını görmez
· Dostunun omuzu ise senin göz yaşlarınla ıslanır
· Arkadaş davetine katılınca bir paket hediye ile gelir
· Dost sana yardım etmek için erken gelir; toparlanman için geç gider
· Arkadaş, onu o yattıktan sonra ararsan rahatsız olur
· Dost neden bu kadar geciktiğini sorar, derdini anlatmak için
· Arkadaş bir kavgadan sonra her şeyin bittiğini düşünür
· Dost ise tekrar arar
· Arkadaş senin daima onun arkanda olmanı ister
· Dost ise her zaman senin arkandadır
· Arkadaş zaaflarınızı öğrenir ve onları kullanabilir
· Dost zevklerinizi öğrenir ve onlara hitap eder
· Arkadaş zayıflıklarınızı bilirse başınıza kakar
· Dost zayıflıklarınızı bilirse örtmeye çalışır
· Arkadaş sizi ikinci görmek ister
· Dost ikinciniz olmaktan şeref duyar
· Arkadaş sıkıntınız olmadığında yanınızdadır
· Dost sıkıntınız olduğunda size koşar
· Arkadaşlarınıza siz huzur vermeye çalışırsınız
· Dostlarınız size huzur vermeye çalışır
Sizinde böyle bir dostunuz var mı?
Benim bir tane var…
-
Ne yazikki suan bir dostum yok.
Bende de dost ile arkadas arasi birseyler var, ama ikisini suan tam ayiramadim…
Heran herşeye hazırsın o zaman,olumlu olumsuz davranış karşısında nötr kalırsın
Malumunuzdur ki; Dostluklar bazan Maddiyatla Dogru orantilidir… (bazilari haric)
O zaman adı dostluk olurmu ?
O zaman adı dostluk olurmu ?
Haa iste bende onu diyorum. Bence dostu ayirmanin püf noktasi Maddiyattan gecer..
Haklısın her istediğinde ver para 3.den sonra yok de o zaman anlaşılır
Çok garip gelecek ama , ben en çok dostumla kavga ediyorum…
ikmizide birbirimize ne üdşündüğümüzü açıkça söylüyoruz. Sonra bir kavga .. Daha sonra ya ben yada o başı öne eğik bir şekilde gelir..
sanki tesadüfmüş gibi gelir , kimin hatalı olup olmadıgının önemi yoktur zaten , bazan naz yaparak bazan , hemen özür dileyerek güzel bir sohbet başlar… Ettiğimiz kavga hakkında yorum yaparız ,
” Senle tartışırken şunu dedim ya aslında seni kızdırmak için demiştim” gbi bir sürü itiaflar gelir… O arkadaşımı çok seviyorum… Ben hayatta bir kişi ile o kadar çok kavga etsem asla yüzüne bile bakmazdım ama … Dost işte… Acı söylüyor… Bazan bizlerde o acıları kaldıramıyoruz başlıyor kavgaİyiki öyle bir arkadaşım var… Bence dünyada herkesin tam olarak güveneceği , çok yakın bir arkadaşı olmalı…
Allaha sükür benim de sIkca tartistigim ama fikirlerine deger verdigim bir kac DOSTUM var cok
insan gercek dostuna kirilamiyor yaaa ne olursa olsun ne derse desin biliyorsunki senin iyiligini düsünür iste ondan ben hic dayanamam ararim ;cünkü DOSTUM dediysem ne olursa olsun DOSTUMDUR kendimi sansli adlediyorum iyiki Allah bana o DOSTLARIMI verdi…
Ne kadar sükretsem azdir .Sizi SEVIYORUM DOSTLARIM.
Yarin ilk isim telefon acip sevgimi söylemek olucak.DOSTLUK VE ELBİSELER
Bugün bir yerden şu sözü okudum. Erkeklerin sinir olduğu şeyler başlığı altında bir madde dikkatimi çekti.
–Yıllarca giymedikleri veya hiç giymeyeceğinden emin oldugumuz elbiseleri eskiciye verdiğimizde
yada attığımızda çok kızarlar.Aslında gayet normal bir madde ama bunun dostluk ile ne alakası var diyeceksiniz.Aslında eski elbiselerimizle
hayatımızdaki doslarımız arasında o kadar çok benzerlikler var ki.Bende eskiden giydiğim elbiselerimi nedense hiç giymeyeceğim halde atılmasına üzülürüm…Onu hep bir kişiye veririm diye yıllarca bekletir dururum dolapta. Asla giymeyeceğimide bilirim.Nedenini bilmem ama asla atılmasına gönlüm razı olmaz.Onu atmaktansa hep ihtiyacı olan birinin sırtında görmek isterim.
Belki atamamamızın nedeni , o üzerimizde iken yaşadıklarımız olabilir. Belki ilk defa kızarkadaşımızla buluştugumda o vardı, belki ilk askere giderken , belki bir kaza geçirdiğimizde…
Boş zamanlarda eski resimlerime bakmayı severim. Fotograflara bakınca o eski elbiselerede bakarız. Aklımıza gelir.
Hatta uğurlu yada bana en çok bu yakışıyor dediğimiz, aylarca giydiğimiz ,yıkandığında kurumadan giydiğimiz elbiselerimiz yok mu ki? Önemli bir güne başlamadan önce hemen gözümüz onu arar… Sanki bir zırh giymiş gibi hissederiz kendimizi.Hiç eskimeyecek gibi bakarız .Arkadaşlarımızın aklına geldiğimizde hep üstümüzde o elbise vardır.elbise derken bir tişört yada kot pantolon yada gömlek v.s tabiki… Bu durum böyle devam eder, taaa ki bir mağazanın önünden geçerken yada bayramlık alırken bir görüşte bu çok güzel diyene kadar… hemen alır eve getiririz açar,eski dostumuzu hızla çıkarır,bir kenara atar hemen özenle yeni aldığımız elbiseyi giyeriz. Giyerkende dikkat ederiz ,yavaşça dokunur aman kirlenmesin yada aman kırışmasın diye.. Artık yeni dostumuz o olmuştur..
Koşarız aynanın karşısına olmuş mu diye uzun uzun bakarız.. Yüzümüz güler… Eski dostumuz ise bize atıldıgı bir kenardan belki biraz tebessümle ,belki biraz kıskançlıkla , belkide gözyaşlarıyla bakar… O mağazanın önünde geçilmeseydi belki hala en iyi dostumuz o olacaktı, Ama yeni gelen elbise… Renkleri canlı ,
bugünün modasına uygun , rahat , yırtığı söküğü yok, ayrıca giymekten hiç sıkılınmamış , daha değişik hissettirir insanı.
Eski dostumuzdaki her lekenin, her söküğün bir hikayesi vardır elbet. Hepsi bir günde , hatta 1 dakikada
unutulur gider… Artık özel günlerde onun yerini alacak , şık görünmemiz gerektiğinde hemen aklımıza gelecek bir dostumuz vardır. Eski dostumuzun gideceği yer ise dolaptır.. Onu attığımız yerde kırışıp kırışmayacağına
yada kirlenip kirlenmeyeceğine dikkat etmeden atarız bir dolaba.Onun artık fazla bir şansı yoktur… Hemen gözümüzün
önünden kaldırmak isteriz… Sileriz onu hayatımızdan. Hatta aylar yıllar sonra elbise dolabını açtığımızda
yaaa ben bunu nasıl beğeniyormuşum hiç zevk yokmuş bende dediğimiz bile olur.Atıldıgı yerde unutulur gider.. ancak işimiz düştüğünde duvar boyarken, kömür taşırken .vs. yeni elbiselerimiz kirlenmesin diye eski dostumuzu feda ederiz.
Önceleri giymeye kıyamadığımız elbisemizle duvar boyarken damlayan boyalar, kirlenen yerleri artık hiçbirşey ifade etmez.Çünkü artık yenisi var. Yenisine 1 damla boya damlasa kıyameti koparırız.. ama eski dostumuzun artık papucu çoktan dama atılmıştır…Bir kenarda öylece bizi izler ,dolabın kapağı her açıldığında uğruna kendini bir kenara fırlatılmasına sebep olan o güzelim elbiseye imrenerek ,kıskanarak bakaaar durur….Sanırım biz erkekler biraz merhametliyiz.Eskide olsa giymeyecekte olsak yinede atmaya kıyamayız…Belki unutmuşuzdur varlığını artık bişey ifade etmiyor olsada… Eşimiz yada Annemiz “Hani şu giymediğin mavi bir gömleğin vardı ya onu çöpe attım” diyince ,nedense bir hüzün çöker.Yaaa niye attın diye hesap sorarız belki sinirleniriz… Ama iş işten geçmiştir…Belki bir pişmanlık .. Giymiyorda olsak , bir kenara atıp unutmuşta olsak birşeyler paylaştığımız bir şeyin hayatımızda artık yok oldugunu bilmekten midir nedir bir hüzün çöker.
Hayatımızdaki gerçek dostlarımızda böyle değillermidir? her sıkıntımızda, her kötü anımızda yanımızda olan ,bizi bir
zırh gibi koruyan ,onla iken kendimize güvendiğimiz, kendimize yakıştırdığımız dostlarımız? Yeni bir dost edinince bir
kenara atıp unuttuğumuz , üzerinde dostluğumuzun her anını yansıtan yırtık ve sökükler olan , Onu görünce yüz çevirdiğimiz, artık beğenmediğimiz , unuttuğumuz dostlarımız yok mudur ?
Hatırlayamıyorsunuz öyle değil mi?
Spartanın Defterinden…Haklisin bir bakima Sparta dogrusu ben 32 yasima giricem ve yaklasik 12 yildan beri tanidigim Dostlarim var bir elimin bes barmagini gecnmez neler oldu neler paylastik hic birindende gecemedim hepsiylede hala görüsürüm
Yazin cok etkileyici yüregine saglik ….DOSTLUK VE ELBİSELER
Bugün bir yerden şu sözü okudum. Erkeklerin sinir olduğu şeyler başlığı altında bir madde dikkatimi çekti.
–Yıllarca giymedikleri veya hiç giymeyeceğinden emin oldugumuz elbiseleri eskiciye verdiğimizde
yada attığımızda çok kızarlar.Aslında gayet normal bir madde ama bunun dostluk ile ne alakası var diyeceksiniz.Aslında eski elbiselerimizle
hayatımızdaki doslarımız arasında o kadar çok benzerlikler var ki.Bende eskiden giydiğim elbiselerimi nedense hiç giymeyeceğim halde atılmasına üzülürüm…Onu hep bir kişiye veririm diye yıllarca bekletir dururum dolapta. Asla giymeyeceğimide bilirim.Nedenini bilmem ama asla atılmasına gönlüm razı olmaz.Onu atmaktansa hep ihtiyacı olan birinin sırtında görmek isterim.
Belki atamamamızın nedeni , o üzerimizde iken yaşadıklarımız olabilir. Belki ilk defa kızarkadaşımızla buluştugumda o vardı, belki ilk askere giderken , belki bir kaza geçirdiğimizde…
Boş zamanlarda eski resimlerime bakmayı severim. Fotograflara bakınca o eski elbiselerede bakarız. Aklımıza gelir.
Hatta uğurlu yada bana en çok bu yakışıyor dediğimiz, aylarca giydiğimiz ,yıkandığında kurumadan giydiğimiz elbiselerimiz yok mu ki? Önemli bir güne başlamadan önce hemen gözümüz onu arar… Sanki bir zırh giymiş gibi hissederiz kendimizi.Hiç eskimeyecek gibi bakarız .Arkadaşlarımızın aklına geldiğimizde hep üstümüzde o elbise vardır.elbise derken bir tişört yada kot pantolon yada gömlek v.s tabiki… Bu durum böyle devam eder, taaa ki bir mağazanın önünden geçerken yada bayramlık alırken bir görüşte bu çok güzel diyene kadar… hemen alır eve getiririz açar,eski dostumuzu hızla çıkarır,bir kenara atar hemen özenle yeni aldığımız elbiseyi giyeriz. Giyerkende dikkat ederiz ,yavaşça dokunur aman kirlenmesin yada aman kırışmasın diye.. Artık yeni dostumuz o olmuştur..
Koşarız aynanın karşısına olmuş mu diye uzun uzun bakarız.. Yüzümüz güler… Eski dostumuz ise bize atıldıgı bir kenardan belki biraz tebessümle ,belki biraz kıskançlıkla , belkide gözyaşlarıyla bakar… O mağazanın önünde geçilmeseydi belki hala en iyi dostumuz o olacaktı, Ama yeni gelen elbise… Renkleri canlı ,
bugünün modasına uygun , rahat , yırtığı söküğü yok, ayrıca giymekten hiç sıkılınmamış , daha değişik hissettirir insanı.
Eski dostumuzdaki her lekenin, her söküğün bir hikayesi vardır elbet. Hepsi bir günde , hatta 1 dakikada
unutulur gider… Artık özel günlerde onun yerini alacak , şık görünmemiz gerektiğinde hemen aklımıza gelecek bir dostumuz vardır. Eski dostumuzun gideceği yer ise dolaptır.. Onu attığımız yerde kırışıp kırışmayacağına
yada kirlenip kirlenmeyeceğine dikkat etmeden atarız bir dolaba.Onun artık fazla bir şansı yoktur… Hemen gözümüzün
önünden kaldırmak isteriz… Sileriz onu hayatımızdan. Hatta aylar yıllar sonra elbise dolabını açtığımızda
yaaa ben bunu nasıl beğeniyormuşum hiç zevk yokmuş bende dediğimiz bile olur.Atıldıgı yerde unutulur gider.. ancak işimiz düştüğünde duvar boyarken, kömür taşırken .vs. yeni elbiselerimiz kirlenmesin diye eski dostumuzu feda ederiz.
Önceleri giymeye kıyamadığımız elbisemizle duvar boyarken damlayan boyalar, kirlenen yerleri artık hiçbirşey ifade etmez.Çünkü artık yenisi var. Yenisine 1 damla boya damlasa kıyameti koparırız.. ama eski dostumuzun artık papucu çoktan dama atılmıştır…Bir kenarda öylece bizi izler ,dolabın kapağı her açıldığında uğruna kendini bir kenara fırlatılmasına sebep olan o güzelim elbiseye imrenerek ,kıskanarak bakaaar durur….Sanırım biz erkekler biraz merhametliyiz.Eskide olsa giymeyecekte olsak yinede atmaya kıyamayız…Belki unutmuşuzdur varlığını artık bişey ifade etmiyor olsada… Eşimiz yada Annemiz “Hani şu giymediğin mavi bir gömleğin vardı ya onu çöpe attım” diyince ,nedense bir hüzün çöker.Yaaa niye attın diye hesap sorarız belki sinirleniriz… Ama iş işten geçmiştir…Belki bir pişmanlık .. Giymiyorda olsak , bir kenara atıp unutmuşta olsak birşeyler paylaştığımız bir şeyin hayatımızda artık yok oldugunu bilmekten midir nedir bir hüzün çöker.
Hayatımızdaki gerçek dostlarımızda böyle değillermidir? her sıkıntımızda, her kötü anımızda yanımızda olan ,bizi bir
zırh gibi koruyan ,onla iken kendimize güvendiğimiz, kendimize yakıştırdığımız dostlarımız? Yeni bir dost edinince bir
kenara atıp unuttuğumuz , üzerinde dostluğumuzun her anını yansıtan yırtık ve sökükler olan , Onu görünce yüz çevirdiğimiz, artık beğenmediğimiz , unuttuğumuz dostlarımız yok mudur ?
Hatırlayamıyorsunuz öyle değil mi?
Spartanın Defterinden…Hayatımızdaki gerçek dostlarımızda böyle değillermidir? her sıkıntımızda, her kötü anımızda yanımızda olan ,bizi bir
zırh gibi koruyan ,onla iken kendimize güvendiğimiz, kendimize yakıştırdığımız dostlarımız? Yeni bir dost edinince bir
kenara atıp unuttuğumuz , üzerinde dostluğumuzun her anını yansıtan yırtık ve sökükler olan , Onu görünce yüz çevirdiğimiz, artık beğenmediğimiz , unuttuğumuz dostlarımız yok mudur ?
Kendi adima konusursam …
Benim yüz cevirdigim hic bir dostum yok cok sükür.
Olsa bile ?? Birde kendimize sunu sormamiz gerekir ?
Neden bir insan bir dostuna yüz cevirebilirki ?
Baska yeni bir dost buldugu icin mi?
Dogru ve dürüst bir insan ” daha iyisini ” buldu diye diger eski
dostuna yüz cevirmez.Ama yüz cevireni varsa eger ya gercek bir dost degildir
yada dost sandigi insana karsi illaki bir kusuru olmustur.
Akli basinda olan bir dost arkadas, gercek arkadasina asla sirt cevirmez.Belki eskimis ve modasi gecmis elbiseleri bir kenara, hatta cöpe atabiliriz ama
gercek bir dostu asla bir kenara atamayiz.Yeni olan hersey güzeldir .Ilk basta daha cazibeli gelebilir ama
parlayan hersey altin degildir….. sahte olabilir.Ilk bakista gözümüze cok güzel
ve parlak gelebilir ama zamanla sahte oldugunu anlayabiliriz.
.Ben eskiyen elbiselerimi bir kenara atabilirim , ama gercek bir dostumu asla.
Bir “olaya ” hicbir zaman bir acidan bakmayacaksin .
Birde diger acidan bakmak lazim.Bir madalyonun iki yüzü/tarafi vardir.
Sparta sen bir yüzünü/tarafini anlattin ( cok ta güzel anlattin ) ,
birde madalyonun diger tarafina bakmak lazim.Sparta yüregine saglik güzel bir calisma olmus.
Haklisin bir bakima Sparta dogrusu ben 32 yasima giricem ve yaklasik 12 yildan beri tanidigim Dostlarim var bir elimin bes barmagini gecnmez neler oldu neler paylastik hic birindende gecemedim hepsiylede hala görüsürüm
Yazin cok etkileyici yüregine saglik ….
Teşekkür ederim gece hanım… Burdan en eski dostun 12 yıllık diyebiliriz sanırım… Ne yaparsan yap asla dostlarının dolaplarında bir kenarda unutulma.. Seni dolapta bir kenara atarlarsa .Sakın tepki verme , kıskanma , laf söyleme , yoksa kaybedersin suçlu yada kötü kişi durumuna düşersin… Sadece o dolapta bekle belki hatırlar geri gelir…Hayat bana şunu öğretti.. Dostunuz tarafından unutulan birisi iseniz ,onun tekrar ilgisini çekmek için yapacağınız her hareket sizi ondan dahada uzaklaştıracaktır… Dediğim gibi Bazan Suskun kalmak daha mantıklı…
Eski elbise deyince, günlerdir eski bir ceketimle ugrasiyorum. Ugras ugras ( hos giyecegimden degil, bagliligimdan) lekelerini bir türlü cikaramadim. O kadar üzülüyorumki bilemezsiniz. Tam 17 sene önce almistim 170 Mark vermistim (simdi vermezdim o kadar para). Yani neden o kadar ugrastigimi bilmiyorum. Simdi Sparta senin hikayeni okuyunca iyiki ugrasiyorum dedim. Yani dostlarimi bende atmam.
Insan bir kiyafeti gercekten cok severek aldiysa ve cok severek giydiyse yillarca; onu atmaya kiyamaz, yani ben de öyleyim.
Giymesede atamaz. Dostlukla bir ilgisi var sanirim piskolojik olarak.
Ayrica dolapta giyilmeyen elbise üzülmesin, yeni elbisede eskiyecek bir gün.Bende en iyi dostumla cok kavga ederdim önceden. Kavga ederdik, kapiyi vurup cikardik. Bir saat sonra bir telefon: Hee hallo ne yapiyon? Babamda derdiki: Bunlar vallahi manyak yav! Manyaklikda vardi tabi ama dogrusu gercek dosttuk. Hala öyleyizde eskisi kadar cok görüsemiyoruz. Tanidigim baska iyi insanlarda var.
Onun disinda kardeslerim var, onlar benim en iyi dostlarim.Eski elbise deyince, günlerdir eski bir ceketimle ugrasiyorum. Ugras ugras ( hos giyecegimden degil, bagliligimdan) lekelerini bir türlü cikaramadim. O kadar üzülüyorumki bilemezsiniz. Tam 17 sene önce almistim 170 Mark vermistim (simdi vermezdim o kadar para). Yani neden o kadar ugrastigimi bilmiyorum. Simdi Sparta senin hikayeni okuyunca iyiki ugrasiyorum dedim. Yani dostlarimi bende atmam.
Insan bir kiyafeti gercekten cok severek aldiysa ve cok severek giydiyse yillarca; onu atmaya kiyamaz, yani ben de öyleyim.
Giymesede atamaz. Dostlukla bir ilgisi var sanirim piskolojik olarak.
Ayrica dolapta giyilmeyen elbise üzülmesin, yeni elbisede eskiyecek bir gün.Bende en iyi dostumla cok kavga ederdim önceden. Kavga ederdik, kapiyi vurup cikardik. Bir saat sonra bir telefon: Hee hallo ne yapiyon? Babamda derdiki: Bunlar vAllahi manyak yav! Manyaklikda vardi tabi ama dogrusu gercek dosttuk. Hala öyleyizde eskisi kadar cok görüsemiyoruz. Tanidigim baska iyi insanlarda var.
Onun disinda kardeslerim var, onlar benim en iyi dostlarim.Konumuz dostluk :
1- Size bir soru , sizce kavgalar dostları yakınlaştırır mı , yoksa uzaklaştırır mı? Yani her kavgadan sonra her barışma , her kapıyı vurduktan sonra geri dönmek ?
Genelde kavgalarda dile gelmeyen şeyler sinirle söylenir , 1-2 saat sonra ben ne yaptım diye bir pişmanlık…Bence eğer gerçek bir dost ile kavga edersek , onun geleceğini biliriz , o naz yaparsa biz gideriz. Buda bizi yakınlaştırır… Sizce ???
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.