Almanya’da Yaşam

ALMANCAX FORUMLARINA HOŞGELDİNİZ. FORUMLARIMIZDA ALMANYA VE ALMANCA HAKKINDA ARADIĞINIZ HER TÜRLÜ BİLGİYE ULAŞABİLİRSİNİZ.
    Editör
    Ziyaretçi

    Soru:merhaba dialogman, almanyaya hiç gitmemiş bi insan için ordaki yaşam nasıl geçer, helede evlilik yapıp giderse? hemen uyum sağlayabilir mi? iş bulabilirmi?  şimdiden tşkr ler….
    Cevap:selam
    uyum saglamak kisiye göre degisir onda kesin kimse konusamaz ama mutlaka basta zor olur,yabanci bir dil,yaanci insanlar ve farkli kültür …..ama hirs edip almancayi cabuk ögrenirseniz cok fazlada uyum sorun olmaz diye düsünüyorum…
    ama is bulma zaten basta kanunen sanirim 1 veya 2 sene beklemen gerekiyor calisma onayini alabilmen icin,aldiktan sornada biraz azim biraz sans …..burdada cok issiz var….sevgiler

    Bir Başka Cevap (nazire):Hallo
    Uyum saglamak insanin kendi elinde bence, ne kadar oldugumuz ortami inceler ve ögrenmeye ugrasirsak, burdaki insanlarin yasam tarzlarini huylarini, bu kurulmus düzenini ögrenmege calisirsak, okadarda cabuk uyum sagliyabiliriz. En önemli ilk önce almanca ögrenmek, burada yeterince zaten devletin verdigi parasiz kurslar var. Is hemen bulabilmek imkansiz gibi birsey, cünkü ilk gelenlere belirli bir is izni veriliyor mesela sadece 400 Euro kazanabilirsin tam olarak aklimda degil ilk sene beklemek zorundalar galiba, sonra ilk önce almanlar, almanlardan sonra burada yasiyan insanlar, ondan sonrakilere is veriliyor. Cok önemli, türkiyedeki bütün diploma, ve nerede calistiginiza dair belgeler, hemen birlikte getirilirse iyi olur burada is ariyanlar bu belgeleride vermek zorundalar.
    Liebe Grüße

    Bir Başka Cevap (DialogMaN):Ilk geldiyinde cogu zamanin evde gecicek  Buna alismaya baslasan iyi olur. Burasi calisma ülkesi burada türkiyede oldugu gibi her kösede bir arkadas veya zaman gecirebileceyin mekanlar yok malesef. Zaten insanlarin cok fazla bir bos vaktide yok. En samimi arkadaslarinla senede 2 veya 3 kez yüzyüze görüsebiliceksin (suan cok tuaf geliyor belkki ama gelince göreceksin).. Burada iklim cok tuaf. Hava türkiyedekinden cok farkli. özellikle kis aylarinda günesi görmüyorsun haftalarca, günün en aydin olmasi gereken saatinde bile aksamüstü karanligi var. Nekadar uyursan uyu dinlenmis hissetmiyorsun. Hep bir yorgunluk var.
    Uyum konusuna gelince:
    Suan entegrasyon yasasi (uyum yasasi) diye bisey var (sanirim bir cesit asimile etme politikasi  ). Amanya buraya gelmeyi münkün oldugunca zorlastirmak. Zorluklari asip buraya gelenleri ise topluma dahil etmek icin yasalarinda birtakim deyisiklikler yaptilar…. Bunu ilk adimi almanca konusabilmek. Suan gelenler icin mecburi almanca kursu var. Yani söyleki ortalama bir yila yakin (nasil bir kusa giitiyine bagli, Mesela benim kursum haftada 4 gün günlük 5 saat, haftada 2 gün günlük 5 saat olan kurslarda var vs. vs..) Bu kursla ilgili olarak (senin durumuna göre konusuyorum) esinin aylik kazancina göre kurs ücretinin tamamini veya yarisini devlet karsiliyor (Toplam ücret 203€) (ayrinti istersen verebilirim deyip devam edeyim..)
    Not: 2006 yilindan ihtibaren almanca bilmeyenlere almanyaya aile birlesimi (evlenerek) ile gelmek icin vize verilmeyecek diye duymustum. Bilginin dogrulugunu arastirip yine burada yazacagim.

    Calisma konusuna gelince entegrasyon yasasiyla birlikte calisma konusundada deyisiklik oldu. Yasal olarak calisabilmek ici calisma iznine ihtiyacin var. Önceden arkadaslarinda bahsettyi gibi 2 yil burada yasadiktan sonra calisma izni alabiliyordun. Suan böyle bir sikinti yok geldiyin ana is bulabilirsen calisabilirsin. Arkadaslarinda dediyi gibi diplomalarini, calistigin yerden referanslarini gittiyin kurslari vs. vs. aklina ne gelirse getirmeyi unutma.
    EN ÖNEMLI KONUYU EN SONA SAKLADIM: Evlilik yaparak gelmek.
    Eyer esini veya evleneceyin kisiyi gercekten sevmiyorsan sevmeken öte ona asik deyilsen vazgec derim. Cevremde bircok örnekden yola cikarak bunu söylüyorum.

    Özet olarak ALIşACAKSIN, ALIşIRSIN diyorum.

    Sordugun seyler üzerine söylenebilecek en temel sözler bunlar, ama herhangi bir konuyla ilgili daha ayrintili bilgi istersen sanirim herkes bildiyi ölçüde yardimci olacaktir…

    Nazire
    Katılımcı

    Berlin'deki Türkiye
    100 bini aşkın Türkiyelinin yaşadığı
    Kreuzberg, Batı ile Doğu Berlin'in sınırında bir Türk şehri görünümünde. Ancak Türkiyelilerin yüzde 28'i kalifiye olmadığı için iş bulamıyor, gençler dil sorunu yüzünden eğitimsiz kalıyor. Üçüncü kuşak hâlâ entegre olamıyor

    İSMAİL SAYMAZ (Arşivi)

    BERLİN – “Almanya'da Türk, Türkiye'de Almanız. Aslında çok zavallıyız” diyor torna tesviye ustası Ayhan Oral. Berlin'de, çoğunluğu Kreuzberg semtinde yaşayan ve yüzde 28'i işsiz kalan, sosyal yardımla geçinen Türkiye göçmenlerine göre şanslı; çünkü bir işi var. Küçük Türkiye diye anılan Kreuzberg'de, Türkiye anısıyla yaşıyor. Oral gibi ikinci kuşaklar, babalarının hatırasını ve Almanya'da ayakta kalma umudunu birlikte koruyor. Kreuzberg'in işsiz üçüncü kuşağı ise 'Mahsun Kırmızıgül ile İsmail YK' birlikteliğinde yolunu arıyor. Yol, hayli uzun…
    Berlin'de, 50 bini Kürt kökenli, 180 bin Türkiye göçmeni var. Türkiye kökenli göçmenler Kreuzberg, Wedding ve Neukoln gibi semtlerde yoğunlaşıyor. 100 bini aşkın Türkiyelinin yaşadığı Kreuzberg, Batı Berlin'i eski Doğu Berlin'den ayıran 'Checkpoint' adlı sınır noktasına bitişik… Kreuzberg'de, tüm politik dernekler burada toplandığı için bir dönemler 'Galata Köprüsü' diye anılan üst geçidi andıran bina, Türkiyelilerin yoğunlaştığı mahallelerin de 'sınır kapısını' oluşturuyor.

    Almanya'da 'yurtsever' oldu
    Caddenin solunda bir otobüs durağı var. Durakta yaşlıca bir adam ve türbanlı eşi oturuyor. Fotoğraf makinesini gören Türkiyeli çift yüzünü elleriyle kapatırken, yanlarındaki Almanlar şaşkınlıkla bakıyor. Berlin'in 'küçük' Türkiyesi, işte bu görüntüden itibaren başlıyor

    Yine solda, Gökkuşağı Kitabevi ve bir simit-evi göze çarpıyor. Kitabevinin çalışanı, 28 yaşındaki Ulaş Özkan, dört yıl önce İstanbul Yıldız Üniversitesi'ni bitirip 'çevre teknolojileri' dalında yüksek lisans yapmak için Berlin'e gelmiş. Oturma hakkı almış, maddi yetersizlik yüzünden üniversiteyi bırakmış, kitabevinde çalışmaya başlamış. Özkan, Türkiye'de 'enternasyonal'

    düşünmesine rağmen Almanya'da 'yurtsever' olmuş: “Burada, Türkiye'den gelenlerin Arap alfabesi kullandığını, herkesin türban taktığını sanıyorlar. Bundan rahatsızım. Almanya'da insan hakları da sanıldığı kadar gelişkin değil. Eşit yurtaşlık uygulanmıyor.”

    'İstiklal'de dolaşmayı özledim'
    Özkan, “En yakın zamanda döneceğim” derken, İstiklal Caddesi'nde dolaşmayı özlediğini söylüyor. Kitabevinde, bolca Hürriyet gazetesi satılıyor. Kürtler ise 'Özgür Politika' okuyor. CD ve kaset raflarında ağırlıklı Türk pop albümleri, kitap raflarında ise Elif şafak'ın 'Baba ve Piç' ile Turgut Özakman'ın 'Çılgın Türkler' romanı satılıyor.
    Küçük Türkiye; 'Anadolu Kuruyemiş', 'Öz Vartolular Kıraathanesi', 'Kılıçlar Market', 'Küçük İstanbul Berberi', 'Lezzet Lokantası', 'Yeni Mısır Çarşısı', 'Karadeniz Balıkçısı' levhalarıyla içeriye doğru ilerliyor. Lübnanlıların da bulunduğu mahallede bazı Arapça levhalar da var. Ticari levlahar arasına sıkıştırılmış, 'Irkçılığa ve faşizme karşı mücadele edelim' sloganı bastırılmış bir endişeyi de ele veriyor.

    Sokaktaki üçüncü kuşak
    Kreuzberg sokaklarında, birinci kuşak göçmenler ya da orta yaşın üzerindeki kişiler Türkçe ya da Kürtçe konuşuyor, daha çok kahvehanelerde vakit geçiriyor. Üçüncü kuşak ise geleneksel görünümden hayli uzak. Giyimleri ve kılıkları Almanya ile uyum içinde. Bir duvara yapıştırılmış 'Mahsun Kırmızıgül ve İsmail YK' konserinin afişi üçüncü kuşağın beğenisini de sergiliyor. Uçurum her kuşakta büyürken, Türkçenin kullanımı da azalıyor. Sokaklardaki kalabalığın 'genç yüzü' işsizlik tablosunu da gösteriyor.

    'Aslında çok zavallıyız'
    Mustafa Kılıç, Melek Pastanesi'ni işletiyor. İlk olarak babası 1965 yılında Almanya'ya gelmiş. Sonra kendisi 1972 yılında okumak için… Kılıç, bir Alman'la evlenmiş. “Evlendiğimizde ailem bana rest çekti, kabul etmediler gelinlerini” diyor. Sekiz çocukları var.
    Kılıç'ın tüm çocukları Türkçeyi biliyor ama Almancaya daha hâkimler. “Burada büyüdüler” diyor, “Yine de geleneklerimizi unutmuş değiliz.” Kılıç, Alman demokrasisinden ve bu ülkeden kazandığı paradan memnun. İki ülkede de evi varmış. Dönmeyi bu yüzden hiç düşünmüyor. Ailesi soğuk bakmasaymış Alman vatandaşlığına geçecekmiş
    Vatandaşlığa başvuracaktım ki babam, 'Bari adını da değiştir' dedi, kızıp vazgeçtim. Oysa biz Almanlardan çok şey öğrendik.”
    Ayhan Oral, iş sahibi ve bu yüzden 'şanslı' Türklerden. 44 yaşındaki Oral, Mercedes fabrikasında torna tesviye işçisi olarak çalışıyor
    Oral'ın iki çocuğu var. İkisi de Türkçe bilmesine rağmen Almancayı daha fazla kullanıyorlar. “Bana küfrettiler, küfür ağrıma gitti, cevap veremedim, Almancayı öğrenmek zorunda kaldım” diyor Oral.
    Oral, Türkiye'de iş güvencesi bulabildiği takdirde döneceğini belirtiyor; “Tam 30 senedir buradayım, hiç ısınmış değilim. Aslında dönmeye de korkuyorum. Sonuçta Türkiye, bizi bedelsiz satmış. Türkiye'de Alman, Almanya'da Türküz. Aslında çok zavallıyız.”
    'Hâlâ Türkçe konuşuluyor'
    Kreuzberg, sokağında Türkçenin daha baskın olduğu, sokaktaki Lübnanlıların bile bu dili anlayabildiği bir semt. Ancak bu Türkçe, 'ithal gelin' diye anılan Türkiye'den gelmiş ve Almancayı pek bilmeyen annelerin çocuklara aktardığı şiveli bir Türkçe. Biraz sabahları yayımlanan kadın programlarının, biraz gelinen yörelerin özelliklerini taşıyor, biraz da 'yeni vatanın' kelimeleriyle birleşiyor

    'Ben artık Almanyalıyım'
    Gençlik Evi'nde toplanan farklı kökenlerden çocuklar, 'Halloween'i hep beraber kutluyor.

    'Jugendclubhaus', Türkçesi ile 'Gençlik Evi' 1983'ten beri Mönchengladbach'da çalışıyor. Evin girişinde, 'Alles unter einem doch', yani 'Her şey bu kapının altında' yazıyor. Gençlik Evi, kentteki Türkiyeli, Hindistanlı, Sri Lankalı, Koreli, Doğu Bloku göçmeni ve Afrikalı çocukları, haftada bir de annelerini buluşturuyor. Söyleşi yapıldığı esnada, 'Halloween' bayramı için hazırlanan çocuklar oyun oynuyor, el becerilerini geliştiriyor.
    Sevim Er, Gençlik Evi'ndeki tek Türkiyeli anne… Er, üç çocuğuyla yaşıyor. Türkçeyi iyi konuşamayan Er, “Ben artık Almanyalıyım” diyor: “Türkiye'de yaşayamazdım. Ben eşimden ayrıyım. şu halde bile akrabalarım 'Evlen' diyor. Türkiye'de olsaydım yalnız yaşayamazdım.” Er'in üç çocuğu da yok denecek kadar Türkçe biliyor. “İlgi duymadılar bizim dile” diyor Er, “Aslında Almanca benim de kolayıma geliyor. Türkçeyi içimizde yaşatıyoruz, o kadar.”

    'Türkler Berlin'e Akdeniz havası getirdi'
    Berlin Eyalet Senatosu Entegrasyon Birimi, entegrasyon çalışmalarını organize ediyor. Birim Başkanı Günter Piening, Almanya geçen yıla dek 'göç ülkesi' sıfatını reddettiği için entegrasyon çalışmalarının geciktiğini belirtiyor. Piening'e göre, Berlin'de 180 etnik kökenden insan var. Yaşı Alman nüfusuna paralel, 18 yaşından küçüklerin yüzde 40'ını göçmenler oluşturuyor. 1961 yılında 284 olan Türkiyeli sayısı 2006'da 180 bine çıkmış.
    Birim göçmen nüfusu entegre etmek için iki proje geliştirmiş. İlki 'Berlin'in sana ihtiyacı var' adını taşıyor. Kampanya, yabancıların memur olarak çalışmasını öneriyor. Bu proje kimi Almanların tepkisini çekmiş. İkinci proje, Alman vatandaşlığına geçilmesini teşvik ediyor. 60 bin Türkiye göçmeni vatandaşlık almış. Piening, ilk kuşak Türkiyelilerin Alman ekonomisine katkıda bulunduğunu söylüyor ve ekliyor: “Türkiyeliler Berlin'e Akreniz havası geti

    Nazire
    Katılımcı

    Herkes kendi kişiliğinin yıldızıdır, bütün iş ve davranışlarımız ya iyilik ya da kötülük içindir.
    M.Arnold

    Nazire
    Katılımcı
    Nazire
    Katılımcı

    Almanya ve Türkiye
    Türk Alman ilişkileri çok iyi ve uzun  geleneksel dostluğa dayanmaktadır. Bu yakın ilişki Osmanlı Imparatorluğu ve Kayzerlik döneminden bugüne dek tüm alanlarda süre gelmektedir. Daha sonra Nazi döneminden kaçarak Türkiye'ye sığınan Alman mimarlar, sanatçılar ve profesörler, iz bıraktıkları çalışmalarıyla  modern Türkiye'nin kurulmasında büyük katkıda bulunmuşlardır. Türk Alman ilişkilerini benzersiz kılan bir başka unsur da artık Almanya'yı yurt edinen 2,5 milyondan fazla Türk asıllı vatandaşın bulunması ve bunların birkaç yüzbin'i Alman vatandaılığına geçmiş olmasıdır. Almanya kendini Türkiye ve Türk halkına bağlı olduğu kadar hiç bir ülke ve o ülkenin halkına yakın hissetmemektedir. Yılda üç milyondan fazla turist, Türk atasözünde de belirtildiği gibi konukseverliğin ve doğal güzelliklerin keyfini çıkarmak için Türkiye'ye gelmektedir. Almanya ticaret ve ekonomi alanında Türkiye'nin en önemli ortağıdır. 1000'den fazla Alman firması Türkiye'de faaliyet göstermektedir. Alman dilinin tekrar önem kazanmasıyla birlikte kültürel ve bilim alanındaki mübadele çalışmaları genişlemektedir. Ayrıca Almanya Federal Başbakanı'nın şubat 2004 tarihinde Türkiye'ye yapmış olduğu ziyaretle Türk Alman ilişkilerinin önemini vurgulamış bulunmaktadır.

    Nazire
    Katılımcı

    Müslüman Nüfusun Çoğunluğunlukla Yaşadığı Ülkelerle Diyalog
    Müslümanların Çoğunluğunun Yaşadığı Ülkelerle ve Kültürlerarası Diyalog

    2,5 milyonu Türk olan toplam 3,2 milyon Müslümanla, Almanya İslam’la diyaloğu önce kendi ülkesinde gerçekleştirme gibi özel bir durumla karşı karşıya. 60’lı yıllarda başlayan göçle birlikte Alman toplumu için camilerin kuruluşundan, hayvanların İslami şartlara göre kesilmesinden ve başörtüsünden, İslam dini derslerine kadar farklı dinlerden insanların birarada yaşamasıyla ilgili yeni sorular gündeme geldi. Bu ihtiyaçların çözümü ve dinlerarası birlikteliğin yolları sadece mahkemelerde değil, toplum ve politika dahil çeşitli alanlarda tartışıldı.

    11 Eylül olayları ile birlikte bu konular başka bir boyut kazandı. Terörün sebep olduğu travma insanlarda güvensizlik hissini doğurdu. Batı’da ve Doğu’da önyargılar ve yeni düşman tasvirleri gündemi belirlemeye başladı. Bu endişe verici gelişmeler karşısında her zamankinden daha fazla karşılıklı anlayışa ve müslümanların çoğunluğunun yaşadığı ülkeler ve Batı ülkeleri arasındaki hoşgörüye olan ihtiyaç gözler önüne serildi. şubat 2002 ‘de İstanbul’da gerçekleştirilen AB-İKÖ zirvesinde Almanya Federal Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Joschka Fischer bu ihtiyacı vurgulayarak şöyle dile getirmiştir:” ‘Öteki’nin kültürü, inancı ve kökenine karşı kayıtsız kalmamamız gerekiyor. ‘Öteki’ni tanımaya, bilmeye ve saygı göstermeye dayanan bir ‘Tolerans Kültürüne’ ihtiyacımız var”.

    Bu düşüncelerle ve müslümanların coğunluğunun yaşadığı ülkelerle yeni, ortaklığa dayanan işbirliği yollarını arama gayreti içerisinde, Dışişleri Bakanı Fischer 2002’de ülkelerarası diyaloğu güçlendirmek amacıyla yeni kararlar almıştır. Yeni Kültürlerarası Diyalog Özel Temsilcisinin atanması dışında Dışişleri Bakanlığında Müslümanların Çoğunluğunun Yaşadığı Ülkelerle ve Kültürlerarası Diyalog Birimi kurulmuştur. Bu birime bağlı olarak dış temsilciliklerde uzmanlarımız görevlendirilmiştir.

    Almanya Federal Cumhuriyeti Büyükelçiliği’de böylesi bir çalışma birimine sahiptir.

    yazyagmuru001
    Katılımcı

    1960 dan 1980 yıllarına kadar İnsanlarımız büyük beklentiler içinde geldiler “alamanyalara”, kimisi gördü kimisi ise kadere boyun eğerek çareyi geri dönmekte buldu, geriye dönüp baktığımda; tekrar dönenlerde ve kalanlarda çeşitli sebeplerden kaynaklanan pişmanlıklar görüyorum, ben iki tarafada hak veriyorum.

    Almanyaya ilk gelenler işin lüksünü aramadılar, temizlik, maden ve kömür ocakları, balata fabrikası ve daha adını sayamayacağım birçok, İnsan Sağlığına zararlı olan işler, alman halkının, kibirine yakıştıramadığı işlerde çalıştılar, dil yok, eğitim (almanca kursu,kanunlar) yok, Vatandan, şehrinden, Köyünden uzakta, kime güvenilir bilmez, derdini anlatmak için iki söz bilen Tercüman arar, domuz eti yemediği için üzerinde dana resmi olan besin arar, yılda birden fazla Türkiyeye gittiği için Pasaporttaki mühürlerin neden kaynaklandığını öğrenmek isteyen alt kıdemli memurların sorgulamalarına boyun eğer, bir büyüğümün anlattığı ise, hıristiyan bayramından (paskalya) dolayı kapalı olan ve bilmedikleri için kapıdaki bekçilerle tartışan “bizi iştenmi attıracaksınız” düşüncesiyle kapalı fabrikaya zorla girmeye uğraşan gurbetçiler.

    Bu sorunlar karşısında yinede dişini sıkarak mücadele eden gurbetçilerimiz zamanla belirli bir seviyeye gelerek hayatın akımına teslim oldular, ama hiçbir zaman kültürlerini unutmadılar. şehirlere yerleşenler kaçınılmaz ortama ayak uydurmaya çalıştılar, kırsal kesime yerleşenlerin birçoğu ise alışık olduğu yaşam tarzını devam ederek alman toplumuna sırt çevirdiler, haksızda değillerdi çünkü alman hükümeti hiçbirzaman gelen gurbetçilere eğitim vermeyi sözkonusu bile etmemişti, aradan geçen yıllar sonu ikinci nesil gelişti, almancayı öğrendi kanunları öğrendi, hakarete uğradığında müdafa etmesini öğrendi, işsahibi oldular, işveren oldular. Bu durumdan rahatsız olmaya başlayan alman hükümeti 1980 yıllarında, kesin dönüş yasası çıkardı, kesin dönüş yapan her aileye belirli bir ödeme yaparak Türklerin tekrar dönmesini teşvik etmeye başladı, bu teşvikten binlerce Vatandaşımız yararlandı ve kesin dönüş yaptı.

    Soğuk savaş sonrası yıkılan berlin duvarı almanyaya çok ağır sıkıntılar getirdi, doğu almanyada işyeri açmak isteyen Türkler büyük hakaretlere uğradı, giderek artan işsizlik oranı ise ırkçılarda fırsat ortamı yarattı, başlayan ekonomik sıkıntılarla beraber almanların doğum oranı giderek düşmeye başladı, Türkler ise çoğalmaya ve heryönden kendilerini geliştirmeye başlamışlardı, dolayısıyla Türk düşmanlığı gündemde artmaya devam etti, sonunda Türkler almanların elinden işlerini alıyor sloganıyla, ırkçılar tarafından üzücü ve insanlıkla bağdaşmayan davranışlarını Mölln ve Solingen olaylarında Vatandaşlarımızı yakarak insanlık dışı hareketlerini göstermişlerdi.

    Gurbetçi yinede yılmadı, yıllarca alman devletine destek olan işgücünü boşa vermek istemedi, artık almanya ikinci vatanı oldu, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti tavsiyesi ile bazıları çifte vatandaş oldular, gayrimenkul alanların sayısı giderek arttı, işyeri kuran Türklerin sayısı artıyor, birzamanlar köle gibi kullanılan Türklerin, alman işçileri oldu, çalışkan insan olan Türkler lüx arabalara binmeye başladı, almanlar ise bu gelişmeyi kıskanmaya başladı.

    2002 yılında tedavüle giren € (Avro) almanya ekonomisini salladı, işsizlik sayısını azaltacak düşüncesi ile benimsenen € tam tersini yaptı, insanlar bankalara borçlandı, yuvalar yıkıldı, ardarda iflas eden işyerlerini tutmak imkansızlaştı,  büyük firmaların, kar yaptığı halde işçilerinin paralarını kesme israrına hem alman hükümeti hemde sendikalar boyun eğdi.

    şimdi ise birçok Vatandaşımız, almanyada karın tokluğuna çalışmaktansa Vatanımda çalışırım düşüncesinde, Ülkemizde çeşitli branşlarda iş kurma planları yapılıyor ve edindiğimiz bilgileri Ülkemizin geleceğine katmaya hazırlanıyorlar.

    sema2
    Katılımcı

    Yazmiyim diyorum ama dayanamiyorum insallah polimik olmaz tekrardan.
    Nazirecim cok guzel yazmisin hepsi bastan sona dogru sana katilmamak imkansiz ama benim anlatmak istedigim sey bu diil. Tamam bu bir gercek maalesef bizim halkimiz avrupa nin heryerind eve bu durumda.Benim anlatmak istedigim baska bi gercek. Umarim dogru ifade edebilirim.
    Bu kadr insan avrupada bu sekilde yasiyor tamam kabul ama bu insanlar nasil gelip oturum almislar vatandaslik almislar. Bne Hamburg icin bahsedeyim burasi Almanya nin diger yerleri guneyi gibi fabrikalar olan bi yer diil yani buraya gelenler isci olarak gelmeleri imkansiz bakinca hepsi ozellikle 1980 sonrasi gelenler yani ilk kusak ve onalrin aileleride degil.Baktigin zaman hemen hemen hepsi iltica olarak gelmisler hepside dogu kokenli ve almanlarin sokakta gorupte bize uyum saglayamiyorlar denen insanlar, Ben taniyinca inanamadim evde oturan kadinalr var doktora bile gidemeyen almancayi gec turkce bilmeyen yasi 50 ye gelmis artik nasil ogrenir nasil uyum saglar. Bazi seyler korkunc boyutlarda napiyo oturup butun gun roj tv midir nedir onu seyrediyo ve zannediyoki turkiyede bir savas var ve bu ondan kacip kurtulmus oyle mutlu benim bunu aklim zihnim almiyor.Ama bide bu isin obur yuzu var ben heryere burnumu sokmaya bayilan merakli bi insanim ama her gordugumun arkasindada baska bisi varmi diye bakmayida seviyorum.Bunun arka yuzu nedir peki? Bu insanalr iltica yaparken tr de cok kotu sartlarda oldukalrini yazmislar ve o sekilde kabul gormusler halbuki hepsi toptan yalan. Simdi devlete bakim maliyetleri fazla oldugu icin ilticalarin buyuk bi cogunlugu gercek degildir diye geri cevriliyor. Bunlarinda gercek olmadikalrini bilerek almanlar kabul etmisler zaten gercek terorist kimliginde olanlari kabul etmeleri imkansiz herhalde.
    Ben bu durumda bi ikiyuzluluk bi yanlislik bi hata yada Turkiye icin oynanacak bi oyun ne bilim akliniza ne gelirse ama pozitif olmayan bi sekil goruyorum.
    Sen hem tr den gelenleri tr yi bi guzel kotuledikelri icin al koltugunun altina sonrada bunlar sokakta dolasinca halkin aa ne kotuler desin. O zaman alman hukumetinin fazla demokratik olmasindan meydan gelen kendi icindeki birimlermi birbiriyle uyusmuyo ben siyasi bilim okumadim yada uluslar arasi iliski okumadim bunun gercegini anlamma imkansiz ama su bir gercekki.
    AVRUPADA BEGENMEDIGIMIZ INSANLARI TURKIYE ZORLA SINIR DISI ETMEDI KENDI ISTEKLERI ILE AVRUPA NIN KAPISINA DAYANDILAR VE AVRUPADA OO HOSGELDINIZ GIRIN ALIN SIZE MAAS DEDI.
    Burda yalnissam soyleyin.Benim ikiyuzluluk dedigimde bu hem adamlari kabul et hemde sokakta gorunce uyumsuzlar de o zaman kabul ederken uyamicakalrini bilmiyomuydunuz hani cok zekisiniz ya bunu nasil anlayamadiniz!!!
    Avrupa da hukumet halkin gorusunu yansitmadan bisi yapicak imkani varmi bence oh iyi olmus yani eger tr icin kotu emellere alet edilecekelrse bu zavallilar simdi baslarina kaldilar.
    Ben ayrica baska bi ulkeye gocmen olarak giderken blli sartlar sunulmasini yalnis insan haklarina  aykiri bulmuyorum. Hatta dogrusuda bi ortama giriceksen o ortamin seviyesinde olman gerekiyo bu ilk sarttir. O zaman  almanca bilmeyenin oturumunu kabul etmesinler. Yada musluman rahatsiz olacaksa domuz eti ay ne igrenc diyosa alman bundan aliniyosa hristiyanalr bi arad otursunalr kabul edilmesin musluman. Ben 7 gobekten Istanbul luyum su an Istanbul un durumu icler acisi bende diyimmi hemen hemen insaat isiyle ugrasanalrin cogu karadenizli ve Istanbulun tum ormanlarini yok edip beton donattilar ceplerini doldurdular ne geldiler Istanbul a uyum saglayamadialr Istanbul uda bozdular.Butun karadenizliler bana garez olur herhalde ama birde Istanbul un yonetimi var izin vermeseydi halki var izin vermeseydi goc edenlere.Bunun disinda hem kaz gelecek yerden tavuk esirgeme sonrada ay ne kotu pis de.
    Dun turk tv sinde kanal d de normak haber bulteninin ardindan avrupa haberlei sunuluyordu ve ozellikle almanyada irkciligin artista oldugu belirlenmis yapilan arastirmalarda. Bence bi artis yok bunlarin icinde zaten bu var.
    Tamam avrupaya giden turkler ne kadar cahil saygisiz bu bi gercek ise avrupalilarinda genelrinde gelen bi irkcilik var ve ikiyuzlukle bunu sakliyoalr buda bi gercek.
    Bunun disinda benim acimdan bu beni hic ilgilendirmiyor benim dunyanin her  yerinde aslanlar gibi gecinecegim meslegim var almancayida ogrenirim yasim 50 olsa italyaya gitsem italyancayi da ogrenecek gucum var.Hatta bu bana zevk verir.
    Burda kimseyle biseyin inadini yapmak istemyiorum kimsenin ailesinede hakaret etmis olmak istemyiorum bireysel yazmiyorum zaten ama lutfen modern insaniz diyosaniz hic biseye tek tarafli bakmayin yanlis yaparsiniz.Hayat sadece siyah beyaz degildir diger renkleride gorbiliyorsaniz ne mutlu.

    sema2
    Katılımcı

    Ya son bisi daha aklima geldi simdi yazdim boyle almanalra kiziyorum sadece sanilmasin turkiye ye belki daha cok kiziyorum. Sen oy lazim olunca bu insanlar icin gumruk kapilarina oy kutulari koy ne anlamsizdi rbirak o adam almanyada oy kullanma hakkini elde etsin tr den ona ne ama olmaz iktidar gelecek ya .Para dolandiricilik yapilacagi zaman gel muslumanligini cennette yer vaad ediyorum diye zavallialri camilerd ekandir milyonalrca eurosunu ccebine at turkyede rahat rahat zengin is adami diye gez kimse bisi yapamasin ardindanda oh alman bankasinin %3 faizini begenem %25 faiz iste hani sen muslumandin buda senin cezan olsun gitti paran de tatile geldikelrinde ceplerindeki eurolari doksunler ama turkiye avrupadakiler icin ne bi egitim yeri ne bi halk evi ne bi dernek yani sosyal ortamin yasanacagi yer insanalrin kulturlerinina rtacagi bi ortam yaratma uc kurus odenek harcayip sonra AB icin dok paralari.
    Buda obur tarafin gercegi teraziye konunca bilemiyorum hangisi daha agir basiyo herkes kendi vicdanina gore verir herhalde.

    Nazire
    Katılımcı

    Meltemcim
    Almanyaya gelen ilk insanlar, genelde köyden gelmis issiz, okumamis insanlardi, ve Almanlar, türk köylülerinden habersizdi,  taninan, daha cok Atatürk ten sonra modernlesmis türkiye, mesela istanbul gibi. Sonradan gelen ilticacilarin durumu bambaska. Almanlar bunun farikinda degil diye bir sey yok, sadece bundan 15 yil önce, bu kadar akin yoktu, almanyaya, kürtler den basla, yugoslav, afrikalilar, arablar, irak, iran hepsi asag yukari, ayni yillarda savas sorunuyla basliyan bir problemle hepsi almanyaya kosustular, Almanyaya daha cok akin olmasinin sebebi, gelenlere oda ve yiyecek, hatta harclik bile veriliyor. Fakat baska ülkelerde, kendi kalicak yerini, yiyecegini kendin halletmen gerekiyor, bu yüzden almanya, cingeninden tut aramadigin her tür insanla dolu,Ve bu bir Politik sorun, Alman halkinin sadece konusmadan bakmak zorunda kaldigi bir durum. Tabiiki bu halka artik gina geldi, sadece onlara degil, burda dogma büyüme olan yabancilarda artik nefret etme durumundalar, cünkü bunlarla dogan, düzenlerimiz bozuluyor, bizde aliskininiz sonucta buradaki hayata ve dönmeyede niyetimiz yok. Ama bizde sonucta ayni sorunlarla karsilasip, hatta cevaplamak zorunda kaliyor, yabancilarin yaptigi bütün yanlisliklari. Ve türküm diye gecinen, türkiyeyi eline geldigi kadar kötülüyen insanlar, yeterince tanidim, cünkü bundan 10 yil önce ilticacilara tercüme ediyordum, ve Sozialarbeiter-Arkadaslarim vardi. Iltica kanunlarindan bilgilerim yeterince var, ama bu konuya girmek istemiyorum. Almanlar zamaninda Hitler yüzünden bir kanun cikarmislar gelen her yabanciya kapimiz acik (ilticacilara) ve bunlarin dogrusu meydana cikasiya kadar da yillar geciyor, ve burada kürtlere (Almanlarin haricinde) yeterince yardim yapiliyor. Bu konuya girmiyorum. Yeterince yanlis kagitlarla geliniyor, bunlar meydana cikasiya kadar yillar geciyor, almanlarla para sonucu veya baska türlü evleniyorlar. Almanlar yolluyabilirse yollasinlar. Hem senin dedigin gibi, kapali olani veya domuz eti yimiyeni, yolla gibi,   insan haklari yüzünden zaten yapamazlar.  Ama bunun yerine degisik yöntemler cikariliyor, bir örnek alman vatandasligina girebilmek icin gelen bazi degismeler. Veya ilticacilara gelen bazi degismeler. Biraz gec oldu fakat degismeler oldu.
    Almanlarin iki yüzlü olmasina gelince, almanlar bizler gibi yada italyanlari gibi sicak kanli dedigimiz, duygularini gösteren insanlar degil. Duygularini göstermedikleri icin de bazen iki yüzlü olduklari düsünebilinir. Almanya soguk bir ülke bunun getirdigi bir düzende var, bunu arastirabilirsiniz. Soguk ülkede yasiyan insanlar herzaman daha caliskan olan insanlardir. Ve ne kadar calisilirsa o kadar insanlar privat yasamlari azaliyor. Insanlar birbirinde uzak oluyorlar, ve calisan insanlar da duygularini daha az gösteren insan oluyorlar. Dikkat ederseniz bu yavas yavas türkiye yede geldi, eskisi gibi aile birligi olmuyor. Eskiden evlenen anne baba hepsi birlikte yasiyorlardi, simdi ise herkes kendisini cekiyor, bu devam ettigi sürece de aile birligi kalkmaya basliyor. Bu durum türkiyeye yeni geldi sayilir. Ama almanyada coktan olan bir sey. Biz türkler bile artik duygularimizi eskisi gibi gösterenlerden degiliz, genelde düsüncelerimizi icimizde sakliyoruz. Ve buda insani degistiriyor.

    Konuyu bayag uzattik, demekki herkes icin bir sorun bu. Ben türkiyede izmirde olan, istanbulda, olan tüm geri kafali insanlardan (kimse üstüne alinmasin) nefret ediyorum, ve benim cevremde etrafimda böyle insanlara yer yoktur. Herzaman kendini gelistirip, iki yönlü bakmaya ugrasicaksin ve ben de eminim ki bunu yaptigima, almanlarinda kötüsünü görüyorum, iyisinide, ama bu bizim elimizde bana kötü olan insanlarla zaten arkadaslik kurmam, ama bir insani anlamam icinde onlarlada ilgilenmem lazim, ön yargim olmadan önce. Her neyse herkese kaldiginiz yere saygi göstermenizi, ön yargili olmadan önce cevremizi, etrafimizi arastiralim. Insanlarimiza saygiyla davranmayi unutmuyalim, sayginin sonu bence sevgidir.   

    Saygilarla

    NalanW
    Katılımcı

    Olylari Politik olarak incelersek o zaman iki yüzlü olmayan devlet yok ve bunda halkin hic sucu yok…Zaten politik olaylarda dürüstülük aramak basli basina bir sacmalik…Devlet birsey yaparken bana,sana ,ona ,kimseye birsey sormuyor…Almanya zamaninda yabancilari ülkeye kabul etmeye basladi ama bunu halkina danismadi…Ve simdi artik sonunu getiremiyorlar..Akin gibi en azindan türkiyede su konsolosluklarin önüne bakin hergün yüzlerce insan..Halkinda nefret etmesi normal….
    Amerikada ikiz kuleler patlatildi,suan bunun amerikanin isi oldugu düsünülüyor ama amerikadaki milyonlarca insan müslümanalrdan nefret ediyor…
    Yani Politikaya bakipta halka suc bulmak bence en yanlis sey…Aslinda bir bakima dedigin gibi türkyie gecekonduya ses cikarmadi,her taraf gecekondu doldu,hepsinden bizde nefret ettik…Her gördügümüzde kizmadikmi güzelim yerlerimizi kapatip birde üstüne bir kac kat ev cikmaya calismalarina….Hmmm birde bu yanimizda var elini verenin kolunu istiyoruz….

    Gecen alisveriste sen geldin aklima Meltem,inan seni düsündüm….Abimin esiyle alisveris yaparken (abimin esi baya esmer tenli oda aslinda türke benzemez daha cok ispanyol gibi) bir yasli adam basladi muhabebte abimin esinin almancasi pek iyi degil,nereden geldigini sordu oda ikimizinden türkyieden oldugunu söyledi adam hemen prost prost diye düsünmeye basladi sonra ben söyledim serefe diye….Dedigim gibi sonra seni düsündüm,cünkü hamburga gelmedim ben acikcasi oranin insanlarini hic tanimiyorum…Mutlaka yörelere görede degisiyordur..Bir kere bu tarafalri ziyaret etmeni isterdim…O zaman belki farki görürdün…

    Ama politika her yerde ayni,Türkyie,Almanya,Italya,Amerika….Onlarin oyununa sadece halk kurban oluyor…Bunda ne almanin sucu var ne türkün…

    sema2
    Katılımcı

    Kizlar gercekten guzel yaziyorsunuz ve benim derdimin ne oldugunu da kendime kisaca ifade edebildim bu yazismalar sayesinde. Isin guzel yani turkce bildigimiz icin anlasabildik almancayi ogrenincede almanca konusan insanlarla eminim bu sekilde anlasacagiz ;))

    Benim kizdigim sey su evet tanisiyorum almanla ama turk oldugumu ogrendigim an tavri degisiyo evet neden aksine ben turk oldugumu soyledigimde taktir gormek istiyorum cunki bunu hem ben olarak hemde turk olarak hakediyorum.
    Ikincisi bunu avrupali turklerle konustugumda bana ornekler veriliyor ve turkler burda tembel pis saygisiz oldukalri icin sevilmiyoalr normaldir uyum sagla almanca ogren senide severler.Hayir arkadaslar bunada kiziyorum cunki bu gercek degil. Dogrudur herkesin de kendine gore dogrusu vardir ama bu gercek degildir. uyum denen seyde bence uydurmadir ne yani tr yi turkleri kotuledigimde almanlar beni sevecekse bu uyum olmasin almiyim ben. Asil ben turk olarak kabul goruyosam uyum budur.
    Nazire Nalan cok guzel ornekler vermisiniz ama bunlari rakama vursak ve cok ciddiyim usenmeyin ve rakam olarak sayin kac adet ciakr bu ornekleriniz ben size atayim kafadan tum dunyada 1 milyon turk var saygisisz pis tembel vs vs diyin ben bunu kabul ediyorum bu bir gercek. Ama asil buyuk bir gercegi gormek istemiyosunuz ve yalnisiniz da bu. Avrupalilarda gormek istemyior ama onlar hem tarihimizi hem su anki gucumuzu kiskandikalri icin gormek istemiyolar. Bu kesinlikle megalomanlik degil 35 sene ben tr de yasadim univ gittim 15 yil calistim kafadan uyduruk milliyetcilik oalrak sallamiyorum ben yazdiklarimi.Bu gun 70 milyon deniyor tr nufusu hadi oyle olsun. Tr de de burdaki gibi tembel kahvelerde oturan insanalr var saygisizlar var tamam bunlar avrupanin hic bi yerinde yok ama bu insanlarin sayisinida kabaca ben size yoliyim 10 milyonu gecmez. Peki tr dahil tum dunyada kac tane turk var???????ben bunun sayisini uyduramicam ama almanalrin ve sizin turkler psitir saygisizdir aptladir tembeldir vs vs herneyse demenizi gerektirmicek kadar fazladir ve ben tr icin konusuyorum en az size 40 milyon isim yazarim buraya 24 saat ulkesi icin calisan basarili zeki insanlar. Bunlari oturup uydurmuyorum klavye basinda tabiki 40 milyon kisiyi tanimiyorum ama biraz aklim var analiz edecek. Mesela dunya goz hastanesi kac tane goz doktoru calisiyor???Ordakileri getirsem Hamburg daki goz doktorlarini zek ve bilgi olarak katlar gecer giderler bu sadece bir hastane icin diger doktorlari ogretmenleri subaylari muhendisleri univ de ders veren prof vs vs nasil bir anda siler gecersiniz ben buna katlanamiyorum. Avrupada yasayan bi insani getirin 3 gun dayanamaz tr sartalrinda calsimayahepsini getirin yer degistirin tr deki turklerle hadi tr yi tasisinalr bakalim oyle dudak bukup ay pis turk demek kolay diil ben 15 yil calistim en ince ayrintisina kadar taniyorum biliyorum ne insanalr ne emeklerle o tembel turkleride sirtlayip diger hirsizlarin actiklari delikleride yamayarak modern bi tr yasatiyoalr. Milliyetcilik irkcilik demek diildir lutfen Ataturk un ilkelerindeki milliyetciligi okuyup anlamaya calisin ordaki milliyetcilik ulkeye ve emegine saygidir.Dunyada ise benim tanidigim bi kac arkadasim var onun disinda duydugum cok basarili insanalr varki hepsi biraraya gelse tozunu attirirlar almanyanin belkide hatamiz bu birarada diiliz. Siz biliyomusunuz su anda antartikada bi turk kadini bilim adami olarak arastirma yapiyor benim arkadasim ve umarim kurban bayraminda ailesin yanina gidebilr Teksas univ gozde isimlerindendir. Cok uc bi ornek Cin deki siemens fabriaksinin yoneticiside turk arkadasimin turk kocasi daha hangisini sayayim ben bunlari gorup gurur duymak istiyorum yoksa once benle samimi olup sonra turkum duyunca dudak buken sonrada ama sen istisnasin diyip icinden siyrilmasinlar ben istisnaysan 40 milyondami istisna afedersiniz yuh yani. Kiskanclik bu kadar gozlerini burumus ikiyuzlu diyorum inatla ikiyuzluler.
    Evet komsumuz bu ctesi esime fayans yapiminda yardim edecek cok caliskan ve yardim seven bir insan 65 yasinda kendi isi oldugu halde her sabah 4 de isine giden insan ve ctesi dinlenmek yerine esime yardim edecek ama bunlarda ornek diil.
    Ben turk oldugum icin gururluyum ben olarak bunu hakediyorum turk olarak ta hakediyorum eger dudak buken varsa dudagini bukmeyen kadar ben kendi capimda o insana anlatmaya kararliyim.
    Nazirecim allah askina doktora gelenlerle olayi sinirlama ve onlardan utanip turkler burda boyle taniniyor demek yerine elinden geldigi kadar onlara yardimci olmaya calis.Ben dogumu burda yaptim ve hastanede tuvalete girdigimde sadece turkce yazilmis lutfen pedinizi uvalete atmayin yazisini gordugumde nasil utandim bilemezsin. Demekki adamalr bu yaziyi yazmak zorunda kalmislar ama asla turk oldugum icin orda beni uzecek  farkli bir durum gormedim.
    Bu kadar yaziyi bana yazdiran tek bi sey var ben turk oldugumu soyledigimde dudak bukenler var ya kesinlikle o begenmedigimiz gruptaki turkleri turk olarak tanimlari ve samimyetimizden dolayi beni istisna olarak gormeliri GERCEK DEGIL.Onlar asla bir turkun iyi durumda olmasini gorunmesini hazmedemiyolar. Saygisiz pis dedigimize ne kadar kiziyolarsa eminim modern bir turk olarak gorunmeme bana daha da fazla kiziyorlar buda ilginc diilmi kizdigim nokta bu iste. Her zaman pisleri gorsunler ve oyle dusunerek gecirsinler. Tv deki belgeselleride ornek vermemin sebebi buydu. Kotu yanlarini gostererek mutlu oluyorlar. Benimde onalrin kotu yanalrini cekip gostersem deme duygumda buydu.
    Bu yazdiklarim size farkli bi bakis acisi saglarsa ne mutlu.

    Nazire
    Katılımcı

    Bu son yazdigin yazilar  artik beni rahatsiz etmeye basladi. Simdiye kadar saygiyla herseyi bakip kimseyi kirmadan anlatmaya calistim. Bana göre almanlarin degil, senin allmanlarla problemin var. Sen onlari kabul etmedigin icin, onlar senin onlari kabullenmedigini görüyorlar. Ben hic bu tür sorunlar yasamadim, birisi bana dediginde sen farklisin, burdakilerden, türkiyedeki modern insanlari onlara tanittim. Memnuniyetle baktim bu durumlari onlara anlatip onlari aydinlattigim icin, Konuyu uzatmak istemiyorum artik, ama bana öyle geliyorki sen insanlara saygiyla bakmiyorsun, ve hafifden de milliyetcilik var icinde, ki gercekleri göremiyecek kadar kapatmissin gözlerini, problemlerin ne oldugunu bilmiyorum, ama sende olan problemler baskalarda yok gibi geliyor bana. Artik bu konuyu paylasmak mantiksiz geliyor bana, ve düsüncelerimi yazarsim, kirici olacagim. Daha fazla konuyu uzatmamak, ve farkli Polemiklere girmemek icin Konuyu burada kilitliyorum.
    Saygilarla

12 yanıt görüntüleniyor - 46 ile 57 arası (toplam 57)
  • ‘Almanya’da Yaşam’ konusu yeni yanıtlara kapalı.