J Harfi İle Başlayan Almanca Kelimeler
Almanca J Harfiyle Başlayan Kelimeler ve Türkçe Anlamları. Değerli arkadaşlar aşağıdaki Almanca kelime listesi üyelerimiz tarafından hazırlanmış olup bazı eksikler olabilir. Bilgi vermek maksadı ile hazırlanmıştır. Forum üyelerimiz kendi çalışmalarını yayınlayabilmektedirler. Sizler de forumumuza üye olarak Almanca ders çalışmalarınızı yayınlayabilirsiniz.
Burada J harfi ile başlayan Almanca kelimeler yer almaktadır. Eğer günlük hayatta Almanca en çok kullanılan kelimeleri öğrenmek isterseniz şuraya tıklayınız : Almanca Kelimeler
Şimdi kelime listemizi verelim:
ja evet
ja nicht, nur nicht sakın (mit neg. Imperativ)
ja, aber … peki, ama …
ja, ich denke schon evet, sanıyorum öyle
Jacke, Sakko ceket
Jagdsport avcılık
Jäger avcı
jäh; gleich, sofort, umgehend, sogleich aniden
Jahr sene, yıl
Jahrbuch, Almanach almanak
jahrein jahraus seneler senesi
jahrelang habe ich eine Brille gebraucht yıllar yılı gözlük kullandım
Jahrestag yıldönümü
Jahrhundert yüzyıl, asır
jährlich, Jahres-; Jahrbuch yıllık
jammern, klagen ağlanmak
jammern, meckern mızıldanmak
Januar; Herd, Heim; Steinbruch, Bergwerk ocak
Japan Japonya
japanisch; Japaner Japonyalı, Japonca
jawohl! in Ordnung! peki effendim
je … desto, in dem Maße wie, sooft, immer wenn – diği sürece, dikçe
je ein, je zwei bir-er, iki-s-er, üc-er, dörd-er, beş-er, altı-ş-ar, yedişer, sekizer, dokuzar
jede(r, s) her
jeden Augenblick her an
jeden Tag her gün (hergün)
jeder <=> keiner her <=> hiçbir
jeder Tag, den Gott erschaffen hat her Allahın günü
jeder von ihnen her biri
jeder(mann), alle, alle Leute herkes
jedes Mittel anwenden, nichts unversucht lassen her yola başvurmak
jedesmal her seferinde
jedoch, aber indessen bununla beraber/birlikte
jedoch, indessen ne var ki
jedoch, was aber … betrifft; wenn … ise
Jeep jip
jemals, überhaupt; mit Verneinung: überhaupt nicht, gar nicht(s), nie(mals) hiç
jemand anderes bir başkası
jemand anderes, ein anderer başka biri(si), başkası
jemand, der unnachgiebig handelt und feilscht pazar çingenesi
jemand, der weiß, wie er sich zu verhalten hat kibar
jemand, einer, irgendwer biri
jemandes Spur verfolgen izin takip etmek (-in)
jene(r,s) da şu
jener Ort, Stelle şura
Jenseits öbürdünya
jenseits vom Dorf köyün ötesinde
jetzig şimdiki
jetzt aber şimdiyse
jetzt ist alles in Ordnung artık tamam
jetzt kennst du jeden Baum persönlich şimdi ormandaki her ağacı şahsen tanıyorsun
jetzt, gegenwärtig, nun, soeben şimdi
jmd. ärgern kızdırmak
jmd. bestrafen cesar vermek (-e)
jmd. bewegen zu -e -mek için birini ayatmak
jmd. empfangen, abholen; aufnehmen karşılamak (-i)
jmd. enttäuschen hayal kırıklığına uratmak
jmd. festnehmen gözaltına oturmak (-i)
jmd. schlagen, verprügeln dövmek (-i)
jmd., der für Geld spielt; Zocker kumarbaz
jmd., der große Freude an etw. hat; Süchtiger, aber Genießer tiryâki
jmdm. auf die Nerven gehen, jmdn. nervös machen sinirlendirmek (-i)
jmdm. die Hand drücken birisinin elini sıkmak
jmdm. ein Vorbild sein örnek olmak (-e)
jmdm. eine Falle stellen tuzak hazırlamak (-e)
jmdm. eine kleben, jmdn. ohrfeigen tokat atmak (-e), tokat patlamak (-e)
jmdm. eine Sache erklären / zeigen bir şeyi birinin gözünün önüne sermek
jmdm. einen Termin geben randevu vermek (-e)
jmdm. etw. anvertrauen emanet etmek (-i -e)
İlginizi Çekebilir: İnternetten para kazanmak mümkün mü? Reklam izle para kazan uygulamaları hakkında şok gerçekleri okumak için TIKLAYIN
Sadece bir cep telefonu ve internet bağlantısıyla oyun oynayarak ayda ne kadar para kazanabilirsiniz merak ediyor musunuz? Para kazandıran oyunları öğrenmek için TIKLAYIN
Evde para kazanma yolları hakkında ilginç ve gerçek yöntemleri öğrenmek ister misiniz? Evde çalışarak nasıl para kazanırsınız? Öğrenmek için TIKLAYIN
jmdm. etw. empfehlen, raten salık vermek (-e)
jmdm. etw. schenken hediye etmek (-e -i)
jmdm. etw. verbieten (-e) (-i) yasak etmek / yasaklamak
jmdm. gehorchen boyun eğmek (-e)
jmdm. gehörig; über, bezüglich, betreffs ait (-e)
jmdm. Gelegenheit geben fırsat vermek (-e)
jmdm. helfen können, kann ich dir helfen? yardımı dokunmak (-e), sana yardımı dokunabilir miyim?
jmdm. Mut zusprechen moral vermek (-e)
jmdm. Recht geben hak vermek
jmdm. schlecht werden fenalık geçirmek
jmdm. Schwierigkeiten bereiten / Steine in den Weg legen güçlük çıkarmak (birisine)
jmdm. sehr große Schwierigkeiten bereiten kök söktürmek (-i)
jmdm. vertrauen birisinin sözüne güvenmek
jmdm. vertrauen güven duymak (-e)
jmdm. vertrauen, vertrauen auf güvenmek (-e), güveni olmak (-e)
jmdm. winken el sallamak (-e)
jmdm. zum Geburtstag gratulieren birisinin doğum gününü kutlamak
jmdm.) verzeihen, entschuldigen affetmek (-i)
jmdn. / etw. hassen, verabscheuen nefret etmek (-den)
jmdn. / etw. mit Steinen bewerfen / steinigen taşlamak
jmdn. / etw. nicht beachten / links liegen lassen -i umursamamak
jmdn. / etw. unterstützen desteklemek (-i)
jmdn. als Mensch betrachten -i insan yerine konmak
jmdn. anmachen birine sataşmak
jmdn. auf die Schippe nehmen (zum Spaß) birini makaraya almak
jmdn. auf die Seite ziehen kenara çekmek (-i)
jmdn. begleiten eşlik etmek (-e); refakat etmek (-e)
jmdn. beleidigen hakaret etmek (-e)
jmdn. beruhigen yataştırmak (-i)
jmdn. einstellen işe almak
jmdn. foltern işkence yapmak
jmdn. für dumm verkaufen birisini aptal yerine koymak
jmdn. für etw. Besonderes halten -i adam yerine koymak
jmdn. genau kennen yakından tanımak (-i)
jmdn. gering schätzen -i küçük görmek
jmdn. glücklich machen mutlu etmek (-e)
jmdn. grüßen selam etmek (-e)
jmdn. gut / flüchtig kennen yakından / uzaktan tanimak
jmdn. in die Hand bekommen birine elle gelmek
jmdn. mit dem Messer verletzen, erstechen bıçaklamak
jmdn. nach etw. fragen; sich erkundigen bei; nach etw. / jmdm. fragen sormak (bir kisiye bir şey/-i); (bir kişiden bir şey/-i); (bir şeyi, bir kişiyi)
jmdn. necken, liebenswerte Sticheleien austeilen, irgendwo (im Lokal) rumhängen takılmak (-e)
jmdn. retten (vor), gerettet werden kartulmak (-den)
jmdn. schlecht behandeln -e kötü davranmak
jmdn. sehnsüchtig erwarten, mit Freude und Ungeduld warten auf dört gözle beklemek (-i)
jmdn. so weit bringen, dass er bereut, auf die Welt gekommen zu sein -i doğduğuna pişman etmek
jmdn. teuer zu stehen kommen bir kişiye patlamak
jmdn. um Gnade bitten aman dilemek (-den)
jmdn. um Rat fragen, sich beraten lassen, konsultieren danışmak (bir şeyi) (bir kişiye)
jmdn. unbesiegbar machen yenilmez kılmak
jmdn. ungerecht behandeln -e haksızlık etmek
jmdn. unter Druck setzen birisine baskı yapmak
jmdn. unterbrechen, jmdm. ins Wort fallen -nin sözünü kesmek
jmdn. überfallen birisinin üstüne saldırmak
jmdn. überfallen, etw. drucken; auf etw. treten; prägen basmak, ar (-i); (-e)
jmdn. verarschen (negativ), auf den Arm nehmen biri ile alay etmek
jmdn. vermissen, sein Fehlen bemerken yoktuğunu (eksikliğini) hissetmek (-in)
jmdn. verständnisvoll behandeln birisine karşı anlayışlı davranmak
jmdn. vor Gericht bringen mahkemeye vermek (-i)
jmdn. warnen, jmdm. einen Hinweis geben ikaz etmek, uyarmak (-i)
jmds. Meinung einholen, jmdn. um seinen Rat fragen birisinden fikir almak
Jod iyod
Joghurt yoğurt
Joghurtgetränk ayran
Johannisbeere frenk üzümü
Jordan Ürdün
Journalist; Zeitungsverkäufer; Zeitungskiosk gazeteci
Jude Yahudi, Musevi
Jugend gençlik
Jugoslawien Yugoslavya
Juli temmuz
jung < => alt genç < => yaşlı
Junge erkek çocuk, oğlan
Junge, Knabe, Bursche, Bube (Kartenspiel), auch: Lustknabe oğlan
junger Mann, Jüngling delikan(lı)
Jungfrau bakire
jungfräulich, rein, unberührt bakir
Jungfräulichkeit kızlık
Jungfräulichkeit, Reinheit bekâret
Junggeselle; ledig, unverheiratet bekâr
Juni haziran
Jupiter Müşteri
juristisch hukuksal, hukuki
Justizministerium Adalet Bakanlığı
Jute-)Sack çuval
Juwelier kuyumcu
Jux, Scherz, Spaß azizlik
jüngere Schwester kızkardeş
jüngerer Bruder erkek kardeş
jüngerer Bruder, jüngere Schwester, Geschwister kardeş